Anneannem bir kundağa sarılı kız kardeşi bana gösterdiğinde, tahmin ettiğiniz gibi, fazla bir tepkim olmadı. Sanırım, nasılsa bir süre bizimle kalır ve gider, diye bekliyor insan. Üstelik ben bayağı da umutluydum. Altına yapıyor ve ağlıyordu. Gerçi ben de üç buçuk yaşımda hâlâ altıma yapıyordum; ama ağlamıyordum. Bu farklılığın evden gitmesine yeteceğini sanmıştım. Benim aksime çirkindi. Gerçi sonradan bir günlük çocukların, özellikle de kendi çabalarıyla doğduklarında, genelde çirkin olduklarını öğrendim; hatta bizzat şahit de oldum. Bizimkisi de kurala uymuş ve gereğini yapmış, bumburuşuk bir suratla, kaşı gözü şiş gelmişti. Ona ilk baktığımda, başımı kaldırıp anneanneme "Alır evine götürürsün artık!" der gibi bakmış olmalıyım ki rahmetli, "Bak ne güzel bir kardeşin oldu" demişti bana.
Sarı Siyah s.19 (Ahmet Nacar / Ahmet Şerif İzgören)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder