Kitap Okumak

Nerelerde kitap okunur? Çok ilginç tespitler. :))

Sınıfta Kitap Okumak: Bunu hiç tavsiye etmem. Bir gün ortaokulda sınıfta kitap okuyorum. Tabi o sırada hoca ders anlatıyor :) Bunu farketmiş olmalı ki, bir anda yanımda bitiverdi. Sevecen bir sesle: "Ne yapıyorsun evladım?" dedi. Ben ayağa kalktım tabi, göğsümü gererek, gururlar, "Kitap okuyorum hocamm" dedim. Sanki beni ödüllendirecek. Tokatı yiyince oturdum yerime. O günden sonra bir daha da sınıfta kitap okumadım. İyi de arkadaş; öbür köşede iki tane fırlama defterin arkasına çizdiği karelerle dama oynuyorlar, şamarı ben yiyorum. Adaletin bu mu dünya, adaletin bu mu matematikçi?

Tuvalette Kitap Okumak: Genelde Amerikan filmlerinde görürsünüz. Klozetin üzerine oturur ve kitap okur. Biz yapmayız bunu. Okuma kültürümüzün azlığından değil haa, kitaba saygımız var, sokmayız tuvalete. Hem illa tuvalette birşeyler okuyacaksak kapı arkası yazılar var, onları okuruz biz. :)

Terminalde Kitap Okumak: Kitap okumak için ideal yerlerden biridir. Bilet almış otobüsün kalkış saatini bekliyorsunuz. Ne yapacaksınız? Tabi kitap okuyacaksınız. Ama sataşmalara dikkat. Bir gün terminalde otobüs kalkış saatini beklerken kitap okuyorum. Baya da dalmışım kitaba. O sırada arkamdan geçen bir ses: "Oku, oku, profesör olacan sanki..! dedi geçti. Neye uğradığımı şaşırdım. Lan o kimdi, bana mı dedi falan biraz geç kendime geldim. Arkama dönüp baktım, adam köşeyi döndü gitti. Toplu yerlerde böyle dingiller de çıkabiliyor hazırlıklı olun. :))

Dağda Bayırda Kitap Okumak: Bunu da denedim. Bizim köyün yaylası var. Yaklaşık 2,5 saat dağ yollarından tırmanıp gidip bir ağacın dibinde 15 dakika kitap okudum. Evde oturup okusam 2,5 saatte o kitabı bitirirdim de  neyse o da ayrı bir zevk işte. Tavsiye ederim güzel bir duygu, tabi çekirge, börtü böcek rahat verirse.

Okuma Koltuğunda Kitap Okumak: Bir de bunu çıkardılar. Okuma koltuğu... Hafif yaslanıyorsun, alttan bir parça açılıyor, ayağını da oraya uzatıyorsun. Rahatlığa bak sen. O keyfi bulsam mışıl mışıl uyurum ne kitap okuyacam. Hem ben hiç tatmadım o duyguyu. Kitaba verecek parayı zor buluyoruz, bir de koltuğuna mı para verelim.

Yatakta Kitap Okumak: Genelde yapılan bir uygulamadır. Zevklidir de... Ama geçenlerde bir haber okudum. Bir üniversitede yapılan bir araştırmaya göre yatakta kitap okumak uykuyu kaçırıyormuş. Amaç kitap okumaksa uyku kaçsın ne âlâ. Ama yok kardeşim, uyku kaçmıyor. Tam tersine uyku geliyor. Bende mi bir tuhaflık var bunlar mı araştırmayı bilmiyor. Hatta sırf uykusu gelsin diye yatakta kitap okuyanları biliyorum ben.

Masada Kitap Okumak: Kimisi de koltuk, yatak, vs.'den ziyade masada kitap okumayı sever. Bu tip insanlar aslında okumayı daha ciddiye alırlar. Okurken dik oturur ve gerektiğinde yanındaki ajanda ya da not defterine notlarını alırlar.

Vapurda Kitap Okumak: Kitap okunacak güzel yerlerden biridir. Çünkü pek kısa sayılmayan bir yolculuktur. Ahmet Akgündüz bir konferansında bahsetmişti. Öğrencilik yıllarımda İstanbul'dayken yıllarca her gün okula vapurla gelip gittim. Ama vapurda kitap okumadığım bir güün bile hatırlamıyorum demişti. Tabi vapurda kitap okumak istiyorsanız içeriye oturacaksınız. Vapurun açık hava bölümüne oturup da o güzelim boğazın muhteşem görüntüsü, martıların sesi ve boğazın sularının kokusu eşliğinde okuma işi yalan olur. Bir de her ilde bunu yapamıyorsunuz tabi. Mesela Gaziantep'te vapurda kitap okuyamazsınız. :)

Otobüste, Dolmuşta, Metroda Kitap Okumak: Rutin kitap okuma yerlerinden biridir. Buralarda sık rastlayabilirsiniz kitap okuyanlara. Çünkü günde iki defa biniyorsunuzdur ve ortalama yarım saatten, günde 1 saatiniz yolda geçiyordur. Bu vakti kitap okuyarak değerlendirmek çok iyi bir fikirdir. Burda talihsiz olaylar yok mu? Tabiki var. Cinsin biri yanınıza oturur, kafasını hindi gibi uzatıp okuduğunuz kitaba bakar. Sen sinir olur, tüm konsantrasyonunu kaybedersin ama okumuş gibi yapmaya devam edersin. O bakmaya devam ettikçe sinir katsayıların artar. Okuduğundan hiç birşey anlamazsın. Daha kötüsü de var. Ne okuyorsun diye sorar ve muhabbet açmaya çalışır. Tabi artık sen onu öldürmek istersin veya hareket eden otobüsten aşağı atmak istersin. Bu sürede gideceğin yere varmışsındır. Okuma işi hayal olur. Yanlış anlamayın senaryo çizmiyorum, ben bunları yaşadım. :)

Kıraathanede Kitap Okumak: Biliyorum pek rastlamadınız böylesine. Ama ben bu konuda birçok haber okudum. Kıraathanelere kütüphane yaptıran Valilikler, kıraathanelerde okuma saatleri düzenleyen belediyeler, kitap okuyana çay bedava diyen çaycılar... Hepsini duyduk. Hani derler ya eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürdün diye. Bir de ben deneyeyim şu işi dedim. Kitabımı aldım, gittim bir kıraathaneye. Boş bir masaya oturdum. Öyle bedava oturmak yok. Hemen çay geldi. Tavşan kanı değil, zehir mübarek. Açtım kitabı okumaya başladım. İçeri duman altı. Daha sigara yasağının gelmediği dönemler. Adam bi okey taşı çekiyor, bi bana bakıyor. Öbür masadakiler bi kağıt atıyor, bi bana bakıyor. Benim başım kitapta ama kafa etrafta. Arada göz ucuyla bakıyorum. Sanki uzaydan bi yaratık gelmiş oturmuş aralarına. Karpuz kabuğundan mütevellit asıl eşeklik bende. Pişti kağıtlarının ve okey taşlarının şakır şukur sesleri arasında kitap okumaya çalışıyorum. Bir de yan masada adam okey taşını atarken masaya öyle vuruyor ki sanki bana inat yapıyor. Yok arkadaş dedi burası bunun yeri değil. Bu kadar örnek teşkil ettiğim yeter. Çayın parasını ödeyip çıktım ordan.

Parkta Kitap Okumak: Açık havada kitap okumak güzeldir aslında. Beyne daha fazla oksijen gider ve anlama kapasitemiz artar. Bir de örnek olma meselesi var. Sizi gören insanlara özellikle de çocuklara örnek olmuş olursunuz. Ama siz siz olun bir ağacın altına oturmayın kitap okurken. Kuşlar hedefi hiç şaşırmaz, tam kitabın ortasına yukarıdan pisleyiverirler. Yaşadım mı? Tecrübeyle sabittir...

Kütüphanede Kitap Okumak: Kitap okunacak en ideal yermiş gibi gelir ama bence hiç öyle değil. Kütüphane deyince akla ilk önce sessizlik gelir. Sanki oraya ses yapmaya gidiyoruz ya, içeri girdiğimiz andan itibaren ensemizde bir görevli bizi takip ediyor ve her an uyaracakmış gibi bir hisse kapılırız. Kütüphane denince akla gelen ikinci şey ise yıllık ödevlerimizi yapmak için araştırmaya gelinen yerdir. Araştırmaktan maksat da; konuyu görevliye söylersin, o da kitabı bulur çıkarır, sen de fotokopi çeker ve gidersin. Yani kütüphaneye gidip de kitap okuyup gelmek, aklımıza gelen en son şeydir.

Kafede Kitap Okumak: Kafeden kastım tabiki kitap kafelerdir ve benim favorim bu mekanlardır. Herşey bunun için dizayn edilmiştir. Etrafta kitaplar ve kitap okuyan insanlar vardır. Hiç kimse size kitap okuyorsunuz diye tuhaf tuhaf bakmıyordur. Bu tür yerler hem kitapçı hem kafedir. Buralardan ister kitap satın alır, isterseniz ödünç kitap alır okursunuz. Hatta ortamdaki birçok kitap okuyan insan sizi okuma psikolojisine sokar. En güzeli de çayınızı ya da kahvenizi okurken kitabınızı okursunuz.

Piknikte Kitap Okumak: Pikniğe tek başına gideni gördünüz mü? İstisna... En az beş kişiden başlar. Siz kitap okurum niyetiyle kitabınızı da yanınıza alırsınız. Gidilecek yere varılır. Eşyaları indirme ve yerleşme aşaması. Tam kitabı açarsınız, görev dağılımı başlar. Biri çalı çırpı toplar, biri mangalı yakar, diğeri eti şişe dizer, biri salatayı yapar. Bunların arasında sen kitap okusan olur mu? Olmaz tabi. Yemek hazırlama faslı, yemek yeme, çay çerez faslı derken toparlanma aşaması... O kitap okunmadan geri götürülür.

Takside Kitap Okumak: Direksiyonda siz olmamak kaydıyla takside kitap okumak da iyi bir alternatiftir. Bindiğiniz bir ticari taksi ise bu çok daha kısa sürebilir ama bu kendi taksiniz, direksiyonda babanız var ve şehirler arası bir yolculuktaysanız arkada rahat rahat kitabınızı okuyabilirsiniz.

Hastanede Kitap Okumak: Allah kimseyi düşürmesin de varsayalım ki hastanede yatıyorsunuz. Hastanede vaktin geçmesi işkence gibidir ve yapılacak en iyi şey kitap okumaktır. Yapılacak en iyi şey kitap okumakken ne hikmetse ziyaretçiler kitap değil, süt getirirler. Siz hiç hasta ziyaretine kitap getireni gördünüz mü? Ben görmedim. Ha bir de unutmadan, diyelim ki yatmıyorsunuz da muayeneye geldiniz. Dokror yüzde doksan ihtimal bir tahlil verir ve siz röntgen ya da tahlil sonucu beklerken ne yaparsınız? Tebrik ederim. Tabiki kitap okursunuz :) Ben tahlil sonucu beklerken çok kitap bitirdim. :)

Uçakta Kitap Okumak: Ben uçakta korkudan kitap okuyanı görmedim. Ben de dahil. :) Sizin öyle bir derdiniz yoksa uçakta kitap okuyun. İn, bin derken birkaç saat vaktiniz oluyor.

Hapishanede Kitap Okumak: Biraz absürd bir düşünce olacak ama en ideal kitap okuma yerlerinden biri de bence hapishanelerdir. Çünkü yapacak başka hiç birşeyin yok. Düşünsene insanlar dışarda bir dünya telaşı, koşuşturmaca, iş, güç, bin bir türlü yoğunluk, değil kitap okumak, çoluğuna çocğuuna vakit ayıramayan insanlar var. Ben de yaşamı koşuşturmacayla dolu yoğun bir insanım. Manyak mıyım neyim bilmiyorum ama bazen bir suç işlesem de hapishaneye düşüp rahat rahat kitap okusam diye düşündüğüm bile olmuştur.

Devlet Dairelerinde Kitap Okumak: İdeal değil ama zaruri kitap okuma yerlerinden biridir. Bir devlet dairesine işiniz düştü. Hemen işini görüp çıkacağını mı düşünüyorsun. Yok öyle üç kuruşa beş köfte. Bekleyeceksin kardeşim. Beklerken ne yapacaksın? Tabiki kitap okuyacaksın. Çünkü sen her fırsatı değerlendiren iyi bir okursun.

Yürürken Kitap Okumak: Abartma! Yok öyle birşey..! :))

Sevgi ve Muhabbetle...

Abdulkadir Avcı