18 Ocak 2016

Sobalı Ev

 

Benim çocukluğum çatır çutur hatta annemin tabiriyle “gürül gürül” yanan sobalı bir evde geçti. Sobalı evlerde büyüyenler bilir. Sıcaklığından öyle çok yararlanırsınız ki.. Sabah kalktığınızda ev zaten soğuktur.. Anneniz kalkar sobayı yakar. Tabi o arada çayı koymuştur.. Eğer soba yanmadan uyandıysanız yataktan çıkmanıza asla izin yoktur. “Soğuk üşütürsün çıkma dışarı“ diye söylenirken eğer yorgandan kollarınızı dışarı çıkarmışsanız tehditkâr bakışlar karşısında tekrar sıcacık yatağa gömülürsünüz. Soba güzelce yanmaya başlar, oda ısınır, o sırada kahvaltınızı hazırlayan anneniz sobanın üzerine bir tel koyar. O telin üzerine bir önceki günden kalan ekmekler dizilir.. Çaydanlık da sobanın üzerindeki yerini alır.. Bazen de soba yandıktan sonra o mis gibi ekmek kokusuna uyanırsınız. Sabah haberleri açılmıştır ve çizgi film izlemek için bin bir türlü şaklabanlık yapmaya hazırken sıcak ekmeğin üzerinde erimiş tereyağı ve mis gibi kokan ev reçeli aklınızı başınızdan alır.

Kahvaltıdan sonra güğüm sobanın üzerine konulur. Sürekli sıcak su vardır evde. Sobanın üzerindeki tele çamaşırlar asılır, mis gibi kokular sarar etrafı. Hatta yemekte sobanın üzerinde pişer ağır ağır ve o sobanın üstünde pişen yemek kadar tat vermez büyüdükten sonra hiçbir şey. Kestanelerde sobada pişirilir. Elleriniz yana yana onları sobanın üzerinde alıp soymak. Ne büyük keyif... Sucuklar bile sobada pişirilir korların içinde. Sonra portakal/mandalina kabuğu koyup, yanık kokusunu mazoşistçe koklardık.. Âh diyorum sadece âhh.

Nagehan CEVİZ

2 yorum:

  1. cok guzel bir nostalji yazisi olmus tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  2. Bizim için bu yazı hem nostalji hem güncel bir yazı olmuş 7 aydır bir yayla köyünde yaşadığımızdan sebep =)

    YanıtlaSil