14 Haziran 2012

Dost muyuz?

Dostluk, insanın  hayatını anlamlandırıp  yön vermesine , kendini tanıyıp hayattan zevk almasına yarayan ulvi bir değerdir.  İki insandan  arasındaki kuvvetli bir bağdır . Bu bağ , zamanın acımasızca araya girmesiyle  ne zedelenir, ne kopar. Çünkü o yılların paslandıramadığı en çelik yanınızdır. Grobort ‘’ Dostluğu, bir arada bulunmanın uzunluğu ile değil, düşünce ve duygu birliği ile ölçmeliyiz ‘’ der.

Dostluğun temelinde yürekleri birbirine kenetlemek vardır. Öylesine kenetlenir ki yürekler,  birbirinin içine girip kaybolurcasına iç içe girer. İki vücutta bir ruh olur. Gerçek dostluklar kendini belli eder. Yıldızlar gibi karanlık çöktüğünde ilk onlar  ortaya çıkar . Çünkü dostlukta ilişkiler matematikseldir.  Üzüntüler bölünür, sevinçler çarpılır ve geçmiş çıkarılır. O sizin karşınıza çıkmaz . Onu siz inşa edersiniz.  Ellerinizle şekil verir  ve ellerinizle yok edersiniz.  Harcınıza samimiyet , fedakârlık , vefa ve güveni  kattığınız da dostluk kapınızı  çalı verir. Verdikçe alır, küçüldükçe büyür ve ağladıkça mutlu olursunuz dostlukta. Montaigne ’’Gerçek dostluğun ne olduğunu bildiğim bilirim, bildiğim için de dostumu kendime çekmekten çok kendimi ona veririm ‘’ der.

Dostluk, yalnız zamanların kimsesizliğini sizden alır. Utanmadan  en derin yaraların açıp gösterildiği  ve ağlanacak  omuzların bulunduğu  bir limandır dostluk . Dostluk kardeşliktir. Her gece başını yastığa  koyduğunda birbiri için dua etmektir. İki ayrı bedeni teke indirerek bir olmak,  ha can ha canan diyebilmektir  .’’ İhtiyacım var ‘’demeden yanında olabilmek, mazlumların ellerini yüreğindeki ateşle ısıtabilmektir.Basit insanlar yüce  dostluklardan  haz alamazlar.

Hayat gibidir dostluk . Alınamaz ama maalesef  satılır.  Bu  gönül pazarında  çeşit çeşit  dostluk vardır. Zorunluluktan doğan dostluklar vardır. Pazar günü ile pazartesinin dostluğuna benzer. Pazarın sakinliğine karşı pazartesinin hareketli yönü onları  yan yana olmaktan vazgeçirmez. Kimi dostluklar sessizdir.  Dilsiz biriyle sağır birinin dostluğu gibi. Kimi dostluklarda  öylesine uzundur ki   boyları ebede ulaşır. Hz Ali ‘’ Bir çok kimseye dostluk gösterdim, onlardan  bir dostluk göremedim. Yine de dostluktan vazgeçmedim ‘’ demiştir. Gerçek dostluğun kokusu  kırmızı güller gibi buram  buram yayılır  . Sahte dostluklar ise yapma çiçektir. Bu tür dostluklar kağıttan gemi gibidir. Eninde sonunda batarlar. Üstelik kuruyan ağaç gibi yeşermesi de zordur. Sahte dostluklar, fatihi yanlış fetihlerdir.

Dostluk Son nefesinde   yanında olduğunu ve olunacağını  hissetmektir.‘’..Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutmayacak ateş yağmuru altındaydılar. Tam cepheden dışarı doğru bir hale yaptığı sırada başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti, Delirdin mi? gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Artık onun için yapacak hiçbir şey yok. Boşuna kendi hayatını da tehlikeye atma sakın ! Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini cepheden dışarı attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker, yaralı arkadaşını kurtaramamıştı siperde kalan arkadaşı dedi ki: Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın. Değdi, dedi, gözleri dolarak asker, Değdi . Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun ? Yinede deydi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için. Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı: Geleceğini biliyordum Geleceğini biliyordum …’’İşte  dostluk size,  küçük bir kayıkla büyük okyanuslara açılma cesareti verendir.

Dostluğun dili evrenseldir. Duvarları yıkıp, köprüler kurarak  dünyanın diğer ucundakilerle  dahi dost olabilmek zor değildir. Sunileşen  ve kokusu olup tadı olmayan gıdalar gibi dostluklar yerine , iki dünyalı, ayağa adım, dile söz ve yaraya merhem olan  dostluklar kurmanız umuduyla. Dostça kalın !

Aydın UZKAN

2 yorum:

  1. "Dostluğu, bir arada bulunmanın uzunluğu ile değil, düşünce ve duygu birliği ile ölçmeliyiz..."

    çok sevdim bu sözü...ne kadar da doğru

    parmakla sayılacak kadar az olan dostlarımdan özellikle iki tanesiyle uzun aralıklarla biraraya gelebiliyoruz...bazen haftalarca telefonla görüşemediğimiz bile oluyor...fakat her buluşmamızda, görüşmemizde sanki hiç ara vermemiş gibiyiz...daha dün görüşmüşüz gibi :)

    ve o minik hikaye her okuduğumda duygulandırır beni...

    YanıtlaSil
  2. okurken çok zevk aldım geçekten çok güzel bir makale olmuş ellerinize saglık

    YanıtlaSil