22 Aralık 2012

Kelimelerin Gücü

Düşünce ve inançlar kelimelerle inşa edilir. Kelimeler insanların tecrübelerini hayata aktaran anlam taşıyıcılarıdır. Onlar anlamların bedenleridir. Kelimeler bir  resim çizerek öncü olur. Zihin ve eylemler de bu resmi hayata  geçirir. Günlük hayatta kullandığınız kelimeleri değiştirerek hayatınızı değiştirebileceğinize inanır mısınız ? Ama öyledir. Çünkü kelimeler sanıldığından çok güçlüdür. Kelimelerinizi değiştirdiğinizde  dünyanızın da değiştiğini hissedersiniz. Joseph Conrad ‘ Bana yerinde ve doğru bir kelime ile  hatasız vurguyu ver. Ben dünyayı yerinden oynatayım’’ der.

Kelimeler ağızdan çıktığı an da ışık hızıyla hareket eden varlıklardır. Öyle bir etkiye sahiptir ki , tek bir kelime alıp sizi başka diyarlara götürür. Kelimelerin gücünü öğrenmek isterseniz gidin cezaevlerindeki mahkumları bir dinleyin. Onların yıllarca oralarda  kalmasına sebep olan , ağızlarından çıkan tek bir kelimedir. ! Bilinen odur ki en korkunç yalanlar ve en can alıcı  gerçekler hep kelimelerle söylenir. Cesaret verip harekete de geçiren de, mıh gibi yerinize  saplayanda kelimelerdir.  Hem saklar  sizi hem aşikarca ortaya koyar. Yüreğin en derin yerinde gizlenen kelimeler vardır .Yan yana geldiklerinde boyları sizi aşar. Bazı kelimeler en büyük krallığının sahibinin gücüne denktir. Savaşı da barışı da kelimler keser, zehri bal yapan yine kelimelerdir. Sözlerin efendisi ne güzel buyurur ‘’ Hiç şüphe yok ki, sözde sihirleyen müessir olan bir kuvvet vardır’’

Kelimelerin sözlükteki güçleri ile satırlarda ve  dillerde var olan gücü farklıdır. Bu yüzden kelimeler dikkatlice kullanılmalıdır. Bir bıçak kasabın elinde  farklı, katilin elinde farklı etkiye sahiptir. Kullandığınız kelimelerle ruhları okşayarak huzur verebileceğiniz gibi, ömür boyu sürecek derin yaralarda açabilirsiniz. Kelimeler hem iyileştirici hem de incitici olabilir. Bir dünyayı da kurtarabilen  kelimeler bir anda dünyanızı da karartabilir. Bazen yaz yağmuru gibi gelir, bazen yaz sıcağı gibi kavurur gider. Düşünceleri değiştiren, sevdiren ve  nefret ettiren kelimelerdir. Hıçkırıklarda ve kahkahalarda hep başroldedir. Arkadaştır, yoldaştır, sırdaştır onlar. Onlar olmadan nasıl  anlatılır en derin acılar. Nasıl kurtulabilir insan  yalnızlıktan. Cemil Meriç ne güzel söyler  ‘’ Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler  bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri duyulmaz. Çiçeğe benzer kelimeler, turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr  sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz .’’ Maksim Gorki, fırıncı çıraklığı yıllarında, Tolstoy’un bir hikayesini okurken öylesine kendinden geçer ki, acaba kağıdın içinde büyülü bir şey mi var diye havaya kaldırır bakar. Tabii beyaz sayfa üzerin siyah harflerden başka bir şey göremez. Evet, o saf fırıncı çırağını ve bütün okuyucuları büyüleyen şey, o kelimelerin sihirli tesiridir. Prof. Mehmet Kaplan, “Kültür ve Dil” adlı eserinde  şöyle der ‘’ Dünyada büyü diye bir şey varsa kelimelerin de büyülü bir etkisi vardır’’

Kelimelerin gücünü bilmeden insanların gücünü anlayamazsınız. Çünkü kelimeler, zihinlerdeki sınırların belirleyicisidir. Ona sınırlar koyanda odur, özgürleştirip zirvelere taşıyanda ! Bir matematik dersinde, öğretmen anlattığı konuyla ilgili olarak tahtaya “çözümü imkânsız” dediği iki soru yazar ve ders biter. Arka sıralarda uyumuş olan bir öğrenci uyandığında, herkes sınıfı terk etmektedir. Tahtada gördüğü soruları ev ödevi zanneden öğrenci, soruları hemen defterine yazar. Ertesi gün öğretmenine: “Öğretmenim, verdiğiniz sorular çok zordu; uzun süre uğraştım, ancak birini çözebildim,” der.  ‘’Öğretmen inanamaz, ama deftere baktığında görür ki çocuk soruyu gerçekten çözmüştür. Kelimelerin etkisiyle ilgili ilginç bir örnekte  Gana’da yaşanmış: Gana’daki Ashanti kabilesinde çarşamba günü doğanlara “saldırgan ve adi” anlamına gelen “Kwaku” adını veriyorlar. Bu kabilede işlenen suçların % 50’den fazlası, çarşamba günü doğanlar tarafından işleniyormuş. Sosyologlar bu durumun doğal bir toplumsal beklenti ve kafalardaki soru işaretlerinin bir sonucu olduğunu söylüyorlar, ama kelimelerin etkisini kim inkâr edebilir ki ?’’

Kelimelerinizi hayata katmadan önce durup düşünmeli , bir kuyumcu terazisi gibi hassas olmalı ve dikkatlice tartmalısınız. Çünkü kelimeler değerini bilenler için bir mücevher hükmündedir. Bu değeri işiten kendini bir anda bulutların üstünde de görebilir yerin dibin de . Savaşı da başlatabilir barışı da . Öyle ise haydi, seçim sizin ve güç sizde artık !

Aydın UZKAN

1 yorum:


  1. ZEHRA ASUMAN
    zasuman@hotmail.com
    SÖZÜN GÜCÜ

    Söz, yani kelam deyip geçemedim, harflere bakıp bu da nesi denilemeyecek kadar, biz /den olan söz şahsiyetin sese dökülmüş halidir çünkü. Âdemi kahreden söze inanışıydı, sonra gözyaşıyla yıkayarak sözlerle Rabbe sunulan yakarışıydı. Yıkılışı da sözden, tamiri de sözden olan mucizeydi, sen nelere kadirsin ey kelam!
    Harfler kendi başlarına olduklarında anlamsız şekillerden ibaret iken bir araya geldiklerinde insana rehber oluyor, hayatına yön veriyor. İşte bu mucizenin ta kendisiydi.
    İnsan aklı öğrenme bilme ve anlamadan sonra, yaşanmışlıklarından da yola çıkarak birde doğru analizle bunu hem diline hem de hayatına aktardığında doğru şeyleri söylemiş ve yaşamış oluyor.
    Akıl süzgecinden (ego) geçen her doğru fikir doğru eyleme dönüşünce hem kendisi hem de çevresine hayat veren oksijen olup çıkıyor kelâm.
    Söz, laf değil kelâmdır!
    Bu harflere hayat vermek ve öldürmek arasındaki merhamet insanın seçimine kalmış.
    Harfler masum, etki tepkisi olmayan cansız nesnelerdir. Sadece işlenmesi gereken ana malzemelerdir. İşte ona doğru miktarları ilave ederek kıvamlı hamur yapmış kelâm sahibini dinlemeye de o sözleri yaşamaya da doyum olmaz o zaman.
    Onları kullananlarla dirilen harfler.
    Hayallerinde kurduğu yaşayacağı gerçeklerin, iç dünyasındaki henüz reele dökülmemiş düşüncedeki resimlerdir harfler. Sözler akılda kelime, kalbe indiğinde resim, hayata uyarlandığında ise yaşanılır olan gerçeklerdir. Kelâmın gücünü arttıransa hakikat içeriğindeki manaların hissettirdikleri ve yaşattıklarıdır.
    Söz yürek terinin harf harf süzülmesidir. Öyle kolay değildir sözü dile dökebilmek.
    Her ağzı olanın konuşması kelam değildir, söz başka lâf başkadır.
    Sözü bilen konuşur hem de en öz konuşur. Güzel söze sahip olabilmek, emek ister.
    Dokuz boğumdan geçmek, on düşünüp bir ses vermek ister…
    Sırf sözlerine vurgun olunan insanlar var, neydi bu kelimeleri büyülü yapan, muhatabına hayran olunan? Söyleyen mi güzeldi yoksa söylenilenler mi?
    Hem söyleyen hem de söylenilen yani hayatı hâk olan söylemeyi de hak eden olduğu için güzeldi. Sözü için inanılan değil inandığı için söyleyen, hakkı söylediği için hayran kalınan, insanı daha da insan kılan.
    Bir söz kimi zaman sizi alır bir anda unutamadığınız, üzeri toz kaplanmış anılara götürür. Oradan yüz ekşiten kelimeleri kesip olması gerekeni ekleyip geleceğe sürükler, olaylar arasında denge sağlar. Kayıplar birden kazanca dönüşür geçmişten geleceğe…
    Hatalar doğrulanlarla yer değiştirir, güncellersin yaşamla. Senin başarısız olduğun o kelâmın bir başkasının başarısı olup çıkar. Tıpkı sende ölen organın bir başkasında hayat bulması gibi…
    Söz seçimidir bizi anlamlı kılan, büyüten veya küçülten.
    Bu benim aklıma gelmemişti denilecek bir anahtar kelimeyle hayatları değiştiren maymuncuk kelimeler.
    Görünenle başlar değer sözle yerini belirler sonrasında ya kalır ya da gider.
    Söz büyüler!
    İnsanda söz can bulmuyorsa dilde kalır, yücelirse canana varır.
    Söz vardır kese başı, söz vardır bağışlaya cânı.
    Söz vardır köprüler kurar, söz vardır evler yıkar, söz vardır savaş açar söz vardır birlik sağlar. Söz vardır üşütür, söz vardır ısıtır, söz vardır diriltir, söz vardır öldürür, söz vardır anlayana davul zurna, anlamayana sazdır.
    Söz hayattır ki sözde dirilmek özde ölmektir...
    Söz vardır herkes duyamadığı sahibini aradığı, söz vardır anlamayanı ıskalayan hedefini on ikiden vuran, muhatabında kelâm olan. Söz güçlü olmalı fakat güç söz olmamalı.
    Öyle bir söz olmalı ki, sende hayat bulmalı, kalbi bütün kirlerden arındırıp ak/pak yapmalı, katıksız karışıksız, samimi/içten. Silip atmalı sızlatan söylemlerimiz kalmamalı…
    Hani yer eden acıtan sözler vardır, işte kelamın gücü ve etkisi burada boy göstermeli, acıtan buzlaşan gönülleri çözmeli /tatlı bir serinlik vermeli yüreklere.
    Sözler! Kimi zaman ilaç olan/cana can katan, gönülleri birbirine bağlayan bir sihirdir, öyle etkili ve güçlüdür ki; sarsılmaz, yıkılmazsın hiçbir darbede.
    Candan canana gelen her bir söze dersin ki; bilmukabele.
    Her söylemimizin lâfa değil de söze dönüşmesi dileklerimle!

    YanıtlaSil