01 Aralık 2012

Vışşş! Ne zaman?

Babam yemek sırasında o gün neler olduğunu, eğer anlatılacak gibiyse, anlatırdı. Lokmasını yuttu, ardından "Vehbi geliyor" dedi. Annem, "Vış! Ne zaman?" diye sordu. "Yarın burada olur" diye sürdürdü konuşmasını babam "Yarın akşama doğru burada olur". En küçük amcam, arada sırada bize gelirdi. Ben daha henüz iki yaşındayken Eskişehir'de ortaokulu bitirmek için yanımıza gelmiş. Beden eğitimi dışında on iki dersinin de zayıf olduğu söylenirdi. Beden eğitimi hocası babamın eski arkadaşı Cemil Amca. Beden dersinden zayıf almaması değil dikkati çeken, beden dersinin on olması. Kantarın topuzu fazla kaçınca karnede açan bir gül gibi dikkat çekmiş. Amcamın ününün diğer kısmı, kaval çalışından gelirdi. Çok yanık çalardı. Bu da bir merak tabii. Gerçi, kaval çalması dedemin kanına dokunur ve çalgıcı mı olacaksın diye kızardı. Kızmakla kalmazdı, kavalı kırıp sobaya attığı da olurdu.

Sarı Siyah s.97 (Ahmet Nacar / Ahmet Şerif İzgören)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder