KİTABIN ADI :Ayaşlı İle Kiracıları
KİTABIN YAZARI :Memduh Şevket Esendal
YAYIN EVİ VE ADRESİ :Bilgi Yayın Evi-Meşrutiyet Cad.46/A ANKARA
BASIM
YILI : Birinci basım
1934(1957,1983,1988)
1.KİTABIN KONUSU:Roman,1930 yıllarının Ankarası’ndan toplumsal
bir kesit sunmaktadır. İnsanların özelliklerini yaşamlarını anlatan,
düzene değilsede, bürokrasiye yönelik eleştirilerini anlatıyor.
2.KİTABIN
ÖZETİ:Yazarın dosyaları arasında bulunan ve hiçbir yerde yayımlanmadığı
anlaşılan yaşam öyküsüdür.Yeni yapılan bir apartmanın dokuz odalı bir
bölüğü, Ayaşlı İbrahim Efendi adında bir şahıs tarafından tutulmuştur.
İsteyenlere oda kiralamaktadır. Yazarımızdan bu odalardan birini
kiralamıştır. Kiracılardan ön plana çıkanlar arasında yazarımız, Ayaşlı,
Halide, Şoför Fuat ve karısı Faika, Şefik Bey, Hasan Bey, Abdülkerim ve
İffet Hanım,İskender Bey,Turan Hanım ve kocası Haki Bey’dir. Ayrıca
yazarımızın arkadaşı Doktor Fahri Bey de romanımızın kahramanıdır.
Yazarımızın Turan Hanım’la münasebeti geçmiştir.Hasan Bey yazarımızın
hemşehrisidir. Ve apartmanda en içli dışlı olduğu kişidir.Turan Hanım
odasında kumar oynattırmaktadır.Ve gelenin haddi hesabı yoktur.Bir çok
kişi arasında da parasal yönden sorunlar çıkmıştır.Kumarda en çok karlı
çıkanlar Turan Hanım ve İskender Bey’dir. Bu işi bilenler onlardır.
Diğerleri ise sadece onlara kaptırmaktadırlar. Yazarımız bir bankada
memurdur.İşini iyi yaptığından,hem arkadaşları tarafından sevilir,hem de
müdürüyle arası iyidir. Yazarımız evde geçen olayları, işten gelince
ondan öğrenmektedir.Hizmetçi,çok pis bir adam olduğu için Şefik Bey’den
çok şikayetçidir. İskender Bey fabrikatördür ve zengindir. Haki
Bey,karısı Turan Hanım’ın yazarımızla münasebetini görmezlikten
gelmektedir.Yazar,Turan Hanım’dan etkilenmiştir ve ‘hayır’
diyememektedir. Ama bu,sevgi ve aşk yönünden değildir.Abdülkerim ve
karısı İffet Hanım’ın başı çocukları ile derttedir. Çok huysuz ve
sürekli ağlayan, diğer ev fertlerini de rahatsız eden çocukları
vardır.Doktor Fahri yazarımızı sürekli evlendirmek ve Turan Hanım’ı
bırakmasını istemektedir.Turan Hanım kumar işlerini büyütünce evden
ayrılıp,küçük bir ev alarak, kendi kumarhanesini kurmuştur. Bunlar
Ayaşlı’nın hiç hoşuna gitmemiştir. İşleri devam ettirmesi için kumar
işini İffet Hanım üstlensede rahatsızlığı ve çocuğu yüzünden bu işte pek
başarılı olamamıştır. Hasan Bey ve Ayaşlı’nın tek işleri akşamları
çilingir sofrasını kurarak siyasi olayları tartışmasıdır. Halide bir
adamdan hamile kalınca evden ayrılmış, yerine Raife Hanım hizmetçi
olarak gelmiştir. Yazarımızın başına bela olmuştur. Sürekli kızlarını
göndererek onlara iş bulmalarını istemektedir. Ondan sonra hizmetçi
olarak Zıynet gelmiştir. Yazarımızın yani muhbiridir.
Birgün
Hasan Bey hastalanarak hastahaneye kaldırılmıştır. Bu durum Ayvalık’da
yaşayan kızı Selime’ye haber verilmiştir. Selime yazarın aklını başından
almış ve kendine aşıkl ettirmiştir. Bu ara yine Fahri yazarı evlendirme
planları ile uğraşırken yazar bir yolunu bulup müdürünün kızı Melek
hanımla nişanlandırılmıştır. Zaten Fahri’nin amacıda budur. Bir akşamla
yazarımızla müdürünün evine gittiğinde Melek Hanım’dan gözlerini
alamamıştır ve sonunda muradına ermiştir.
Bu olaylar olurken
Hasan Bey’in durumu gittikçe kötüleşmektedir ve en sonunda ölmüştür.
Yazar Selime’ye ne kadar kal desede Selime bunu reddederek Ayvalık’a
geri dönmüştür. Yazar Ayvalık’daki arkadaşları ile sürekli mektuplaşarak
Selime’nin durumunu öğrenmektedir. Birgün Selime tarafından geleceğini
haber veren bir telgraf gelir. Yazar buna çok sevinir. Bu ara Şefik Bey
ölür. Kafası kesilmiş bir şekilde ölü bulunur. Zaten arkadaşları o kadar
düzgün insanlar değildir. İskender ortaklarının pis işlerinden dolayı
hapse atılır. Doktor Fahri yazarımızı evden ayrılıp yanına gelmesi
konusunda sürekli sıkıştırmaktadır ve ev halkı yavaş yavaş
dağılmaktadır. Selim Ayvalıktan döner ve yazarımızın ikisi için bir ev
tutar. Fahri ile Melek, yazar ile Selime müdürün evinde nikahlanarak
aynı gün dünya evine girerler. Ayaşlı ile kiracıları da ölüme ve
ayrılıklara dayanamayarak dağılmıştır. Ayaşlı kocası tarafından terk
edilen Faika’yı da yanına alarak başka bir yere taşınır. Ayaşlı her
zaman yazarı ziyarete gelir, bir zaman sonra ziyaretler kesilir.
Bir
gün Selime, babası Hasan Bey’i ziyarete gittiğinde yanında başka bir
mezarında olduğunu farketmiştir. Bu mezar ise Ayaşlı’nındır. Ayaşlı da
bu hayatta yorgun düşerek hakkı rahmetine kavuşmuştur.
3.KİTABIN
ANA FİKRİ: Karşındaki insandan hiçbir zaman yardımını esirgemeyeceksin
ve ne olduğu belirsiz kadınlarla yaşamaktansa tek aşkla bir ömür boyu
yaşamak güzeldir.
4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRMESİ
ŞAHISLAR
Şefik Bey pis bir adamdır. Temizlikten hiç nasibini almamıştır. Önceleri konsolosluk dahasonra ise tercümanlık yapar.
Hasan
Bey, köy beyi’nin çocuğudur ama şehirde kahve dedikoducusu, kabadayı iş
adamı olmuştur. Mavi gözlü, kumral, uzun boylu ve kalın seslidir.
Yazarın hemşehrisidir.
Ayaşlı İbrahim Efendi, köy beyi’nin çocuğudur.
Ama şehirde hilekar, alışverişçi olmuştur. İnsanlardan yardımını
esirgemez. 50-60 yaşlarında uzun boylu, uzun bıyıklı, esmer bir kişidir.
Halide, evin hizmetçisidir. Bir adamdan hamile kalmıştır. Soluk benizli, hasta gibidir.
Fuat, şöför olup 17-18 yaşındadır. Açık göz ve karısı gibi ufak tefektir.
Faika, sokulgan ve oynaktır. Erkeklere çokça yüz verir.
Turan Hanım, 25 yaşlarında orta boylu güzel bir genç hanımdır. Yazarla münasebeti olur. Havalı kumara düşkün biridir.
Haki Bey,35-40 yaşlarında bir adam olup şişman bir başkatiptir. Karısına pek bakmaz.
Abdulkerim Bey, kısa boylu, esmer. İffet hanım ise soluk bernizli, çirkin olmayan bir kadındır. Çocukları başlarına beladır.
Selime, sarışın, mavi gözlü, orta boylu ince bir kızdır.
İskender, fabrikatör ve güngörmüş bir insandır.
OLAYLAR
Hasan
Bey’in hastalanarak yatağa düşmesi ve hastahaneye kaldırılması sonunda
vefat etmesi kötü bir olayken bu vefatın bir evliliğe yol açması tam
tersine iyi olmuştur. Hastahane koridorlarında evliliğe ilk adımlar
atılmıştır.
İskender Beyh’in ortakları yüzünden hapishaneye girmesi bizce iyi bir derstir. Her zaman yaslanacağımız insanı iyi tanımalıyız.
Şefik Bey’in gezdiği insanlar tarafıından öldürülmesi, arkadaş seçimine çok dikkat etmemiz gerektiğini gösterir.
5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitap
çok akıcıdır. Herkese öneririm. Diğer yazarların görüşleiş ise Memduh
Şevket Esesendal’ın 1934 yılında öylesine temiz bir Türkçe ile roman
yazması bir başarı sayılmalı. Sözü hiç uzatmıyor. Kısa cümleleri sık sık
kullanıyor ve bunda da çok başarılı. Anlattığı kişilere her yönüyle
bakmaya çalışıyor.
6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
29
Mart 1883 doğumlu yazar Çorlu’da doğmuştur. Düzenli bir öğrenim
yapamamıştır. Kendi kendine çalışarak hem öğrenimini ilerletmiş hemde
Fransızca, Rusça ve Farsça öğrenmiştir.
İlk hikayelerini ne zaman
yazdığı kesin olarak bilinmemektedir. Yayınlanan ilk hikayesinin 17
Aralık 1908 tarihli Tanin Gazetesinde çıkan Veysel Çavuş olduğu
saptanmıştır.
1900 yılında gümrük memurluğuna atanır 1908
yılından sonra İttihat ve Terrakki’nin müfettişi olarak bir çok yer
dolaşır. 1924-1925 yıllarında Galatasaray ve Kabataş Liselerinde tarih
öğretmenliği yapmıştır. 1925 yılında Tahran eliçiliği 1930 yılında yurda
dönmüş ve Elazığ millet vekilliğine seçilmiştir. 1933 yılında Kabil
Büyük Elçiliği’ne gönderilmiş, 1941 yılında Bilecik Millet Vekili olarak
meclise girmiş ve CHP Gemnel Sekreterliği’ne getirilmiştir.
16 Mayıs 1952 tarihinde Ankara’da ölmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder