Yazma serüvenine günlük tutmakla başlayan ve sonrasında deneme, senaryo, şiir ve internetteki bloglara yazmayla devam eden Sıla, daha sonra kısa öyküler yazmaya başladı. Okumaya ne zaman başladığını hatırlamayan Sıla, kitabını yazarken en çok Türkçe öğretmeninden destek görmüş. Aynı zamanda resimde yapan Sıla, kitabın kapağını da kendisi tasarlamış.
Kitabın geçtiği Venedik'e hiç gitmemiş
Kitapta arkadaşlık ilişkilerine düşen gölgeleri, üç arkadaşın birbirleriyle olan hikayesi anlatan Yurtseven ''Farklı görünmek için rol yapan insanları anlatırken aslında tüm hayatların birbirinden çok farklı olmadığını ve her şeyin arkasında bir acı olduğunu'' yazıyor. Üç farklı hayatın bir araya geldiği kitapta, farklı hayatların kesişmesinden neler olacağı sorusuna cevap aranıyor. Hikayesi Venedik'te geçmesine rağmen Venedik'e hiç gitmediğini ve kitapta geçen bütün sokak, cadde ve kafeleri internette bulduğunu söyleyen Sıla, kitabın devamını yazacağını da söylüyor.
"Kızımı ciddiye almamıştım"
Sıla'nın annesi Emine Yurtseven, "Kızım okuma konusunda disiplinlidir. Okumadan bir gün geçirdiğini görmedim. Onun okuduğu kitabın çeyreğini okumadım" dedi. Babası Mehmet Yurtseven ise "Sıla bir gün yanıma gelip 'baba ben kitap yazdım' dedi. Çok ciddiye almadım. Birkaç gün sonra bana bir bellek verdi ve 'kitap bunun içinde' dedi. Bunun bir yetenek mi yoksa bir heves mi olduğunu öğrenmek için yayınevine gittim. Yayınevi editörü bana 'burada bir yetenek var. Ayrıca güzel bir hikaye de var' dedi. Aynı zamanda editörler koca kitapta sadece üç tane imla hatasını bulduklarını da söyledi" diye konuştu.
Kaynak: Habertürk
Harika bir sey mutlaka okumak isterim. Kendisini buradan tebrik ediyorum.
YanıtlaSil