Aristo, “Kaza şeylerin özünü ortaya çıkarır,” der. Postmodernizm, bir vazo gibi moderniteyi orta yere attı. Vazo kırıldı, parçalara ayrıldı ve ne olduğu ortaya çıktı. Postmodernizmin yegâne hayrı vazoyu kırmasından ibaret. Ancak postmodernizmin yeni bir vazo yapma düşüncesi yok, her bir parça kendi başına yeter diyor. Postmodernizm şehvetle ve iştahla kışkırtılmış bedenler üzerinden zihinlere ve ruhlara narkoz yüklemektedir. Dünya gezegeninin ortasındaki, çekim gücü yüksek merkez dağılmış durumda, her şey ve herkes uzay boşluğunda sanki. Şimdi ya kaosun belirsiz uzay boşluğunda yuvarlanıp gideceğiz ya da yeni baştan kendimizi toparlayıp paradigma değişikliği yapacağız.
Elinizdeki kitap insan, varlık ve hayatın anlamı konusunda kendi kaynaklarımızdan hareketle yeniden düşünme imkânına işaret etmeyi hedeflemektedir. Kitabın iki ana temasından biri “postmodern kaos”, diğeri “kıble arayışı”. İç içe geçen bölümlerden biri “modern ve postmodern dünyanın dramı”nı, diğeri de “yön ve kıble arayışı”nın zengin imkânlarını anlatmaktadır.
Ürettiği eserlerle düşünce dünyamızı uzun zamandır zenginleştiren Ali Bulaç’tan çığır açıcı bir kitap daha. Varlık, insan ve hayat sarmalında Mevlâna’dan Yunus’a İslam ve kalp dengesinin izinin sürüldüğü Postmodern Kaosta Kıble Arayışı insan ruhunun özgürleşimi için gerekli dinamiklerin şifrelerini çözüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder