04 Aralık 2016

Aynadaki Ben


Olan güzel bir şeye çok fazla sevinmemeyi olan kötü bir şeye de çok fazla üzülmemeyi öğreniyorum. Kötü ya da iyi algısının göreceli olduğunu bildiğimden, yaşadığım tüm olayları olduğu gibi kabul etmeyi seçiyorum. Yüzleşiyorum kendimle. Aynadaki ben, benim.

Kaçamam kendimden ve duygularımdan. Kaçacak bir yer olmadığını görmüyor musun? Her duygumu değiştirip dönüştürmeyi seçiyorum. Seratonin geri alım inhibitörü benim. Ben istersem hissederim; mutluluğu, güveni, sevgiyi, aşkı, huzuru ve her şeyi...

Aynadaki Ben, zihin ve beden ilişkisinden yola çıkarak yazıldı. Yıllardır anda kalmanın ne denli gerekli olduğunu biliyordum. Ancak önemli olan bilmek değildi. Geçmiş yada gelecekte olmak zihnin bir oyunuydu. Ben bu oyunun farkındaydım. Her ne oluyorsa anda oluyordu. Ve anda kalmalıydım. Aynadaki BEN adlı kitabımda, şimdi daima en iyi zaman diye yazdım. Makaleler halinde olan kitabın içeriğinde haklı mı huzurlu sorusunu sordum. Mükemmelliyetçiliğin gereksizliğinden bahsettim. Alışkanlıklarımızın bizi ne denli ele geçirdiği ve bazı alışkanlıklarımızdan kurtulmanın nasıl mümkün olduğunu anlattım. Dua ve zikrin bir ses frekansı olduğunu yazdım.


Bu evrende sesler eko yapıyordu. Sarf ettiğimiz sözcüklere dikkat etmezsek olumsuz olan her şeyi hayatımıza bir bir çekiyorduk. Ya da pozitif olanları. Koşullara bağlı olmadan yaşamanın güzelliklerini dile getirdim. Her neye koşul koyuyorsak orda sıkıntılara da yol açıyorduk. Alkolün bir yanılgı olduğu ve bunun bir zihinsel oyundan başka bir şey olmadığını fark edişimi de yazmak hissettim. Çünkü herkes bu tuzağın içine düşüyordu. Antidepresan kullanımının yaygınlaşmasının korkunç sonuçlarını dile getirmek durumundaydım. Herkes seker niyetine yutuyordu bu hapları. Vücudumuzda her şey kimyaya dönüşürken ekstra kimyasal alımlarının tehlikeli olduğunu söylemek durumunda hissettim kendimi. Antibiyotiklerin ise yaramadığını bundan 3 yıl önce fark etmiştim. Deneyimlemiştim de. Şimdi şimdi bilinçli doktorlar televizyona çıkıp bunların artik ise yaramadığını söylüyorlar. Sonuçta beden bize bahşedilmiş en değerli armağandır. Ve bedenimize iyi bakmamız gerekiyor. Bilinçli bir farkındalık ile sağlıklı yasamak ve düşünmek mümkün olabiliyordu. Yargısız, kıyassız, dedikodusuz bir yasam mümkündü. Ve böyle insan daha da huzurlu ve mutlu yasayabiliyordu. Beklentisiz bir şekilde yasamanın insani nasıl rahatlattığını yazdım. Buna wue wei deniyor. Herkese tavsiye ediyorum. Aynadaki Ben, herkesin kendisinden mutlaka bir şeyler bulabileceği bir kitap. Aynadaki yansımamızı görmemiz gerekiyor. Ben kimim sorusunu sormak, kisiye kendini tanıma yolunu acar. İçimizdeki öz benliğimizi tanımak, huzurlu ve mutlu yapar insanı. Bütün duygularımız, içten gelir.

Şükretmenin insan doğasına iyi geldiğinden bahsettim. İnançla dünya değişebilir denir ya bu doğrudur. Biz düşüncelerimize yön verebiliriz. Düşünce, duyguya dönüşür. Bu ve bu konularla ilintili birçok şeyi bulabileceğiniz bir kitaptır Aynadaki Ben. Kendime ve danışanlarıma faydasını çok gördüğüm deekshadan bahsettim. İlahi enerji aktarımı diye tanımlayabileceğim bir şifa tekniğidir. Ben eldeki şifa diye de tanımlıyorum. Bir enerji terapisti olarak, herseyin zihinsel olduğunu düşünüyorum. Hastalık yoktur, hasta vardır. Zihin ve bedenin iliksisini kavradığınızda, her şey çorap söküğü gibi ortaya çıkıyor. Biz insanoğlu kendimizle ilintili her şeye müdahale edebiliriz. AYNADAKİ SİZ ile yüzleşmeye ne dersiniz?

Burcu Adal Köse
Enerji Terapisti
www.burcuadalkose.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder