13 Eylül 2012

Çocuğunuz bir suçluysa, onu korumak için ne kadar ileri gidebilirsiniz?

Akşam Yemeği (Herman Koch)
Çevirmen: Burcu Duman
Roman


“Çocuğunuz bir suçluysa, onu korumak için ne kadar ileri gidebilirsiniz?”

Eserlerinde orta sınıflara getirdiği ironik-eleştirel yaklaşımıyla tanınan Hollandalı yazar Herman Koch, yeni romanında da “sıradan” görünen bir olaydan hareketle, bir yandan Hollanda toplumunun sosyal özelliklerini sıkı bir eleştiri süzgecinden geçirirken, diğer yandan da evrensel bir ahlaki sorgulama yapıyor.

Paul Lohman, karısı Claire, ünlü bir siyasetçi ve Başbakan adayı olan ağabeyi Serge Lohman ve onun karısı Babette, çocuklarının geleceğini konuşmak üzere şık bir restoranda akşam yemeği için bir araya gelirler. Gelecek seçimlerde Başbakan olmasına kesin gözüyle bakılan, kameralar karşısında belirli bir karizması olan, ancak aile içinde beceriksizliği ve görgüsüzlüğü gözlerden kaçmayan Serge Lohman yemek boyunca alçakgönüllü bir tavır içindedir. Ancak aile çok geçmeden kendilerini büyük bir ikilemin içinde bulacak ve akşam yemeğinin yönü değişecektir.

Paul televizyondaki bir programda, oğlu Michel ve Serge ile Babette’in oğulları Rick’in, güvenlik kameralarına takılmış görüntülerini izler. Bu görüntüler gençlerin bir telefon kulübesinin içinde yatan evsiz bir kadını ateşe verdiklerini göstermektedir. Üstelik bu görüntüler Rick’in üvey kardeşi Beau tarafından cep telefonuna da çekilmiş,  Youtube’a düşmüştür . Beau iki genci, görüntülerin tamamını internete koymakla tehdit etmektedir. Şimdilik olayın gerçek faillerini sadece aileleri bilmektedir. Peki onlar ne yapacaklardır? Kendi çocuklarını ele mi vereceklerdir, yoksa olayın üstünü kapatmaya mı çalışacaklardır?

Herman Koch Akşam Yemeği’nde çok önemli ahlaki sorular yöneltiyor okuruna. Çarpıcı, nefes kesici ve çok etkileyici bir romanla karşı karşıyayız.

Kitaptan

Kendimi onların yerine koydum. Yoluma uyku tulumunun içinde canlı bir şey çıksa ne tepki vereceğimi hayal ettim; koku karşısında; birinin, bir insanın (burada özellikle evsiz ya da dilenci gibi sözcükler değil, insan sözcüğünü kullanıyorum) bankamatiği uyunacak bir yer olarak düşünmesi karşısında; iki gencin orasının uyunacak yer olmadığına kendisini ikna etmeye çalışmasına kızarak tepki veren bir insan; uykusunda rahatsız edildiğinde hırçınlaşan bir insan; kısacası şımarık bir tepki, bir şeylere hakkı olduğunu düşünen insanlarda sıkça gördüğümüz türden bir tepki.
Michel kadının konuşmasının “düzgün” olduğunu söylememiş miydi? Düzgün bir aksan, iyi bir aile, nezih bir sülale. Şu ana dek evsizin geçmişiyle ilgili fazla bir bilgi açığa çıkmamıştı. Belki bir nedeni vardı. Belki de burada üyeleri emir vermeye alışmış hali vakti yerinde bir ailenin kara koyunu söz konusuydu.
Bir şey daha vardı. Burası Hollanda’ydı. Bronx değildi, Johannesburg ya da Rio de Janeiro’nun kenar mahallelerinde değildik. Hollanda sosyal bir devletti. Kimse bankamatikte uyumak zorunda değildi.

Yazarın biyografisi:

Herman Koch. Hollandalı romancı, öykücü, televizyon yapımcısı, aktör ve köşe yazarı. 1953’te Arnhem’de doğdu, iki yaşındayken ailesiyle Amsterdam’a yerleşti. Montessori Lisesi’nde başladığı ortaöğrenimi disiplinsizliği yüzünden okuldan atılmasıyla yarım kaldı. Yazar olarak çıkışını De voorbijganger (1985; Yoldan Geçenler, öykü) ile yaptı. Amsterdam ve Montessori eğitim sistemi konusundaki deneyimlerini işlediği Salinger tarzı bir itiraf-tirat karışımı olan ilk romanı Red ons, Maria Montanelli (1989; Kurtar Bizi, Maria Montanelli) ile tanındı. Akşam Yemeği (Het Diner, 2009) ile uluslararası bir ün kazandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder