Babam asker ve öğretmendi. 0 da, bakkalımız Mesut gibi, asıl mesleği dışındaki şeylere de zaman ayırırdı: futbol. Yaşım dört civarında, oynatılmadığım ve iyi bir yedek olduğum günler. Babamsa mutlaka ilk on birde sahaya çıkıyor. Top, bizzat babamın olmasa bile mutlaka oynatıldığına göre "iyi oynuyor" diye düşünürdüm. Sonralarıysa, adamın aslında gerçekten iyi oynadığını öğrenecektim. Böylesine neşeli ve futbolu iyi oynayan bir adamın iyi bir uçurtma tasarımcısı olduğunu ve çoluk çocukla uçurmaktan zevk aldığını gözünüzün önüne bir getirin, bir de bizim evin kapısını. Yaşıtlarım ya da benden büyükler, aslında öncelikle onun arkadaşıydılar. Böyle bir evde yıllar geçirmiş olan benim, anaokuluna uygunluğumsa yoruma açıktır haliyle.
Sarı Siyah s.30 (Ahmet Nacar / Ahmet Şerif İzgören)
Merhabalar,
YanıtlaSilKeyifli bir kitap alıntısıydı. Teşekkürlerimi sunarım.
Selam ve dualarımla.
Kitap da oldukça keyifli. Bir solukta okunabilecek okurken sıkılmayacağınız bir kitap.
YanıtlaSil