06 Aralık 2012

Ödülün büyüğü evdeymiş demek ki

Eve geldim süngüm düşük. Çanta bir yana, karne bir yana. Annem karnemi aldı, evirdi çevirdi, bayağı bir inceledi, ara tatilde okuma tavsiyesini gördü öğretmen notları kısmında. Arkadaşlarınla daha iyi geçin oğlum belli ki şikâyet var, gibisinden bir şeyler söyledi annem. Gene de buna şükür, dedi kadıncağız. Hatırladığı son karne amcamın getirdiğiydi. Benim karne, amcamın karnelerinin yanında zemzemle yıkanmış gibiydi haliyle. Derslerden zayiat yok karnemde, davranışlar biraz akıl karıştırıcı, hepsi o kadar. Akşama babam geldi. Kırmızı kurdeleyi sallamayan adam, karnemi alır almaz hemen iki nota baktı; hiç unutmam. Hayır düşündüğünüz gibi değil, Türkçe öğretmeni olabilirdi; ama babamın ilgilendiği iki not oldu: Hayat bilgisi ve matematik. Onlarda hasar olmadığını görünce, ilk kez okulla ilgili bir şeyden dolayı bana, aferin dedi. Ödülün büyüğü evdeymiş demek ki; "Aferin oğlum"...

Sarı Siyah s.182 (Ahmet Nacar / Ahmet Şerif İzgören)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder