KİTABIN ADI Atatürk'ün Avrasya Devleti
KİTABIN YAZARI İsmet Bozdağ
YAYINEVİ VE ADRESİ Tekin Yayınevi Tekin Yayın Dağıtım San. Ltd.
BASIM TARİHİ 1998
KİTABIN YAYIM MAKSADI Orta Asya’daki Türki Cumhuriyetlerin tek çatı altında toplanışı.
KİTABIN ÖZETİ :
GİRİŞ :
Gazi
Mustafa Kemal, daha 1900’lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğu 5,5
milyon kilometrekarelik topraklarda hüküm sürerken Balkan savaşı bile
olmamışken, Selanik’teki arkadaş toplantılarında Osmanlı Devletinin
parçalanacağını söylemiş fakat yerine neyin gelmesi gerektiğini
söylememişti. Mustafa Kemal Paşa hiçbir şeyi zamanından önce
açıklamamış, zamanı gelmeden oluşmasına girişmemiştir.
1. MİLLİYETÇİLİK AKIMININ OSMANLI İMPARATORLUĞU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ :
Osmanlı
Devletinden Yunanlılar, Sırplar,Romenler kopmuş Bulgarlar, Ermeniler,
Araplar ve Arnavutlar sabırsızlıkla sıranın kendilerine gelmesini
bekliyorlardı. Parçalanmak Osmanlı İmparatorluğunun kaçınılmaz sonu idi.
Bu son çok uzakta değildi Osmanlı Devleti parçalandıktan sonra
bırakacağı siyasi boşluğu ne dolduracaktı ? Mademki çok uluslu
devletleri parçalayan milliyetçik akımları olduğuna göre, Osmanlı
Devletinin bıraktığı siyasi boşluğu dolduracak toplum Milliyetçilik
akımlarından etkilenmeyecek bir toplum olmalıydı. Bu fikir Gazi Mustafa
Kemalin beynini yıllarca tırmaladı. Osmanlının bırakacağı boşluğun
Anadolu yarımadasından Çin seddine kadar uzanan topraklar üzerinde
dil,tarih, kültür birliği ve bütünlüğünü yaşayan toplumların kolayca bir
araya gelebileceklerini düşündüğü ve ölümsüz bir devletin bu temeller
üzerinde kurulabileceğini fark etti.
2. ATATÜRKÜN AVRASYA DEVLETİNİ KURMA ÇALIŞMALARI :
“Dünyada
şimdiye kadar başka başka milletlerin birlik kurdukları ve yüzyılları
beraberce yaşadıkları görülmüştür. Bizim, kurmak istediğimiz birliğin
tarihte geçmişi olan birliklerin en üstünü olmasını isteriz.”
ATATÜRK
Evet!
Gazi Mustafa Kemal Paşa “Tarihte görülmüş birliklerin en üstününü”
kurmak amacındaydı. Bu fikri vicdanında bir sır gibi saklıyor bütün
hareketlerini o noktayı hedefleyerek gerçekleştirmeye çalışıyordu. İşte
bu Atatürk’ün gözünde milli misak’tı Ülke Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmış,
düşman denize dökülmüş, vatan kurtulmuştu ancak ekonomi ve insan gücüde
tükenmişti, bütçe neredeyse yok gibiydi enflasyon %250 ‘idi.
İşte böyle imkansız bir bütçeden 1924 yılında 200.000 TL. Ödenek ayrılmış ve “ Türkiyat Enstitüsü” kurulmuştu.
(200.000 TL. 200.000 altının karşılığıdır.)
Mustafa
Kemal Paşa yok canından işte bu koşullar içinde “Büyük Türk Devletleri
Birliği” hayali uğruna bu ölçüde fedakarlık yapmayı göze alabiliyordu ve
hedefine yürümeyi tüm bu fedakarlıkları hovardalık farzedenlere rağmen
sürdürüyordu.
Türkistan ve çevresindeki Türk kaynaklı toplumların hareketlerini sürekli izledi ve paralel çalımalar yaptı.
3. TÜRKİYE - SOVYET RUSYA İLİŞKİLERİ :
Gazi
Paşa Büyük Türk Devletleri birliği kurma çalışmalarının gizli kalmasına
büyük özen gösteriyordu. Ancak Sovyetler Birliği bu
folklör,etnografya,tarih düzeyinde sürdürülen çalışmalardan rahatsız
oluyordu, çünkü Türkiye ile bu toplumlar arasında kurulacak ilişkiler
yalnızca Sovyetlerin zararına olabilirdi çünkü, Osmanlı Devletinin
defteri kapatılmış, onun yerine onun kadar güçlü ve ondan daha uzun
ömürlü bir devletin defteri açılmıştı.”Türk Cumhuriyetleri Birliği”.
4. SONUÇ :
Selanik
günlerinden beri bir sır gibi vicdanında sakladığı bu fikir artık
gerçekleşme yoluna girmeliydi. Onun için Türkiyat Enstitüsü yolunu
seçmişti.
Türkiyat Enstitüsü harıl harıl çalışıyordu önce “ Türk Dili
Encümeni” kuruldu. Dildeki Arapça kökenli sözcükler yerine halkın
içinde yaşayan Türkçe sözcüklerin yerleştirilmesi için bir ön çalışma
başlatıldı. Eğer bir Türk Dünyası yeniden kurulacaksa, dili Arap ve Fars
dilinin egemenliğinden kurtulmalıydı. Atatürk’ün bir diğer hedefi de;
tarihti, tıpkı dil encümeni gibi bir tarih encümeni kuruldu. Gazi Paşa
Tarih konusunda oldukça titiz davranıyordu. Tebliğlerin hepsini dikkatle
okuyup gözden geçiriyor ve bu konuda çalışan yerli yabancı uzmanlara
“Türk Tarihinin Anahatları” adını verdiği bir kitabın bölümlerini
yazdırıyordu.
Mustafa Kemal tarihin devlet hayatındaki önemini çok
iyi bildiği için bir yandan Dil Encümenini kurup ona dili sadeleştirme
ve zenginleştirme görevi verirken bir yandan da bir Tarih Encümeni kurup
onada Türk Tarihinin Orta Asya Türk Devletlerine kadar uzatılması
çalışmalarına başlaması görevini veriyordu. Tüm bunlar “Atatürk’ün
Avrasya Devletinin” temelini atan çalışmalar olmuştur. Ne yazık ki bütün
bu çalışmalar Atatürk’ün vefatı nedeniyle yavaşlamış yarıda kalmış,
hedefine ulaşamamıştır. Tüm bunlar Atatürk’ün geleceği görmedeki
ustalığını ve dehasını ortaya koymaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder