KİTABIN ADI Atatürk’ün Fikir Sofrası
KİTABIN YAZARI İsmet Bozdağ
YAYINEVİ VE ADRESİ Tekin Yayınevi
BASIM TARİHİ 1999
KİTABIN YAYIM MAKSADI Atatürk’ün akşam sofrasının temel felsefesi
KİTABIN ÖZETİ :
Atatürk
de, bildiğimiz bizim gibi bir insandı. Bir çok kişisel özellikleri
vardı. İnsan ilişkilerinde nasıl davranırdı? Neyi sever, neye
öfkelenir,nasıl düşünürdü? Günlük hayatı nasıldı,kaç saat uyur,kaç saat
çalışırdı? Fikirlerini uygularken kullandığı metodlar nelerdi? gibi bir
çok sorular aklımıza gelebilir. Bu kitapta da bunların dışında
ATATÜRK’ün sofralarından, verdiği eğlencelerinden, toplantılarından
bahsedilmiştir.
“Atatürk’ün Sofrası” demek fikir ve kararlarını
kesinleştiği an demektir. Atatürk’ün hayatında dinlenme için ayrılmış
bir zaman yoktur. Uyumuyorsa, okumuyorsa, yazmıyorsa mutlaka sofrada
arkadaşları ile bir şeyler konuşmakta, bir şeyler tartışmakta, haber
alıp vermekte, uyguyalayacağı düşüncelerine sosyal taban
hazırlamaktadır. Atatürk’ün güçlü bir kişiliği olduğunu hepimiz
biliyoruz. O çevresindeki insanların , hatta yakın arkadaşlarının kendi
karşısında rahat konuşmadıklarını , fikirlerini açıklamaktan
çekindiklerini görüyordu. Her şeyi bilmek , her bildiğini değerlendirmek
inancında idi. O nedenledir ki konuştuğu insanları rahatlatabilmek ,
her şeyi konuşabilmek ve çözümlemek için sofrasına çağırırdı. Şu
inançtaydı; içki ve dostlukla rahatlamış insanlar , bir süre sonra
fikirlerini cesaretle ortaya koyar, bildiklerini , işittiklerini kendi
görüşlerine göre değerlendirirlerdi. Bu yüzden Atatürk; bir çok devlet
,memleket, dünya meselelerini zaman zaman sofraya getirmiş , orada
konuşulmuş hatta karara bağlamıştır. Devlet ,memleket , dünya olayları
Atatürk sofrasının aynasıdır. Fikirler ulusal görüşlere orada dönüşürdü.
Örneğin, sofrasındaki en yakın arkadaşlarını çevresinden uzaklaştırır,
bakan,başbakan değiştirir ,kadrosunu kurar, kadrosunu tasfiye eder,
halkı aydınlatır ve devlet adamlarını uyarırdı.
Bu kitabın genelinde Atatürk’ün sofralarından alıntılar mevcuttur. Bunlardan bazılarına değinecek olursak:
TÜRK MİLETİ’NİN ÖYKÜSÜ
Bu
bölümde Cumhuriyetin 10. Yılını kutlamak için verilen geceden
bahsediliyor. Gecede halkı ile eğleniyor ve onlara öğütler veriyordu.
Bir Yüzbaşıya da “Gençlik bilekte değil kafadadır” diyerek büyüklüğünü
gösteriyor. Ayrıca yeri geliyor, eğlence yerini meclise çeviriyor.
Yaptığı inkılapları anlatıyor. Kırtasiyecilikle boğuştuğumuzu ,
vatandaşlara babadan oğula sıçrayan bir ideal verdiğimizi ve Yarının
Türkiyesi’nin temellerini attığını söylüyor.
BİR GÜN ATATÜRK GİZLİCE KÖŞTEN KAÇTI
Bu
bölümde gerçekten Florya Köşkü’nden sıkıldığını Atatürk arkadaşı Nuri
CONKER’e anlatır.Bir arabayla kaçarlar ve bir çocuk gibi sevinirler. Bu
arada askerlere “Merhaba Asker!”deyip, karşılığında topluca “Sağol”
dendiğini anlatıyor. Arabayla bir köye giderler ve orada Halil Ağadan
ayran içip onu köşke yemeğe davet ederler. Yemekte ise köylünün derdini
sorunlarını dinler ve direkt bakanlara ve başbakana emir verir.
MAZARİK’DE BİR AKŞAM
Yine
köşkten kaçıp halkın arasına karışmıştı. Sonra Harbiye Öğrencisi iken
gelmiş olduğu Mazarik adlı kokteyl ve yemek salonuna geldi. O’nun oraya
geldiğini duyan vali, sivil ve resmi polisler otomobillerle gelince
Atatürk rahatsızlığını dile getirir ve köşke döner.
YORGO’NUN MEYHANESİ
Öğrencilik
yıllarında geldiği yerlerden biriydi burası. Köşkte arkadaşlarıyla
otururken akıllarına gelir ve hemen oraya gidip, anılarını tazeleyip
dertleşirler. Bir ara halinden sıkılıp “Vatandaş olmak başka bir
güzellik yahu.”der.
Bu kitapta değinilen diğer anı başlıkları ise şunlardır;
ATATÜRK AFERİSTLERLE BOĞUŞUYOR
BİR ALTIN TABAKA HİKAYESİ
DOKTOR REŞİT GALİP DEVRİMLER KONUSUNDA ATATÜRK İLE ÇATIŞIYOR.
MADAM SENYA OLAYI
ÇALLI İBRAHİM’İN KÜRKÜ
ATATÜRK İSMET PAŞA İLE ÇATIŞIYOR.
ATATÜRK’ÜN BEĞENDİĞİ BİR JEST
YAHYA KEMAL’E VERİLEN SOFRA CEZASI
DEVLET VE PARTİ
ATATÜRK’ÜN YAKASINA YAPIŞTIĞI PARTİ
ÇELİK PALAS’TA BİR AKŞAM
ANKARA PALAS‘TA DANSLI ÇAY
AHMET EMİN YALMAN ATATÜRK’ÜN MASASINDA
ATATÜRK VE REFİK KORALTAY
ATATÜRK’ÜN FRANSIZ SEFERİ’NE VERDİĞİ DERS
KOLAĞASI MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK’E SUİKAST İHBARI
BİR SOFRADA ÜÇ OLAY
Kitapta
adı geçen başlıklarda çeşitli yer ve mekanlarda Atatürk’ün yemeklerde,
partilerde ve çaylarda aldığı kararlar ve düşünceler işlenmiştir. Ayrıca
Atatürk’ün en yakınlarından alınan her bir bilgi aynı olayın görgü
tanıkları ile pekiştirilmiş, hafızalardaki yanlışlıklar düzeltilmiş ve
gerçeğe en yakın biçime dönüştürülmüştür. Atatürk’ün sofralarının temel
felsefesi O’nun şu sözünde yatmaktadır: “HÜKÜMET UYANDI ,HADİ BİZ
YATALIM”.
ANAFİKİR: Bizler konuştuğumuz insanları
rahatlatabilmek, dertlerine çözüm bulabilmek, onları daha iyi
anlayabilmek için en iyi yöntemi seçmeliyiz. Onları yemeğe davet edip,
dostluk, içki ve hoşgörü ile rahatlatarak,fikirlerini cesaretle ortaya
döktürerek bildiklerini, işittiklerini acılarını ve sevinçlerini
paylaşmalıyız. Bu sayede hayatta bakış açımızı genişletmiş oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder