Kitabın Adı : Beyaz Lale
Kitabın Yazarı : Ömer Seyfettin
Yayın Evi Ve Adresi : Bilgi Yayınevi-Ankara
Basım Yılı : 1976
1.KİTABIN
KONUSU: Balkan Savaşı sırasında, Bulgar asıllı bir binbaşı tarafından,
Türk köylerinde özellikle kadın ve kız çocuklarına yapılan işkenceler
bütün gerçeğiyle gözler önüne serilmiştir. Ayrıca buradaki Türkleri
vaftizleyip Hristiyan yapıldıktan sonra nasıl öldürükleri
anlatılmaktadır.Amaçları özgür bir Bulgartoplumu yaratmaktır.
2.KİTABIN
ÖZETİ: Balkan Savaşından sonra bazı Türk köyleri bozguna
uğramıştır.Bulgar asıllı binbaşı Radko Balkaneski’ nin bunda çok büyük
payı olmuştur.Bu binbaşı Galatasaray Sultanisini bitirmiş,iyi tahsil
görmüş bir kişidir.
Serez’ de bulunan Türkler oldukça
zengindiler. Bu binbaşının amacı buradaki müslümanların kaçamayanlarını
toplamak, ilk önce işkence ile kasalarındaki ve bankalarındaki paralar
alınıp, bu paralar Bulgar mekteplerine verilecektir. Daha sonra Türkler
vaftizlenip Hristiyan yapıldıktan sonra öldürülecektir.
Binbaşı
Rako’ nun diğer bir amacı bu köylerdeki en güzel Türk kızını
seçmektir.Binbaşıya göre 45 yaşı üzerindeki kadınlar ve 60 yaşı
üzerindeki erkeklerin vaftizlenmesi uygun değildir. Genç bir Türk
kadınının karnında on beş tane düşman taşıdığını düşünmektedir. Bu
yüzden bir genç kadını veya bir kızı öldürmek on beş tane birden düşman
öldürmek demektir.
Binbaşı Radko’ nun en büyük işkencesi
insanları soyundurup, kasaturayla vücutlarını yararak ateşe atmaktır.
Çünkü vücudu yarılrn insan ateşte çok çabuk yanmaktadır.
Bir gün
binbaşı Radko köydeki 45 yaşı altı kadınları toplatıp bunlara işkence
yapmaya karar verir. Kadınlardan soyunmalarını ister.Kadınlar bu istek
karşısında inat ederler. Radko elinde çocuk bulunan bir kadının çocuğunu
alır ve ateşe atar. Kadın bunun üzerine Radko’ nun boynunu sıkmaya
çalışır. Ama komitalar buna engel olurlar.Kadını ellerinden tutarak
karnını kasaturayla oyarak ateşe atarlar.
İşkencelerden en ünlüsü
ise “canlı çukur” adını verdikleri tekniktir. İlk önce yere şişman bir
kadın yatırırlar, onun üzerine beğendikleri diğer ikinci bir güzel
kadını yatırırlar ve bu üstteki kadını alttaki kadına bağlarlardı. Bu
kadının karnını kasatura ile oyarlardı.Kadın böylece bir iki saat içinde
inleye inleye, kıvrana kıvrana ölmekteydi.
Bütün bu olaylar
yanı sıra Binbaşı Radko bütün köyü gezerek köydeki en güzel Türk kızını
seçmeye çalışmaktadır. Herkesten topladığı isimlerden en çok göze
çarpanları Hacı Hasan Beyin kızı Lale Hanım, Müderris Ahmet Efendinin
kızı Naciye Hanım ve Kadri Ağanın kızı İclal hanımdır.Bunlardan Lale
Hanım beyaz, Naciye Hanım kumral, İclal Hanım ise esmer tenlidir.Bu
kızlardan Lale Hanımı seçer.Ve onu dünya güzeli ilan eder.
Hemen
Lale Hanımın bababsı Hacı Hasan Beyi yanına çağırır.Ona evlerini birkaç
günlük için çarın oğlu ziyarete geleceğinden dolayı kullanacağını
söyler.Ayrıca evde sadece kızı Lale Hanımın hizmetçilik yapmasını ve
onun dışındaki herkesin evden ayrılmasını söyler.Hacı Hasan Bey bunu
kabul eder.Hemen kızını evde bırakarak evden oğlu ve eşiyle birlikte
ayrılır. Binbaşı Radko Hacı Hasan Beyin evine giderek kapıyı çalar.Lale
Hanım kapıyı açmamakta ısrar eder.Radko kapıyı açmamakta ısrar
eder.Radko niyetinin kötü olmadığını sadece çarın oğlunun gelerek bir
kaç gün için evde misafir olacağını söyler.Lale Hanım buna inanmaz ve
kapıyı açmamakta ısrar eder.Binbaşı Radko, tekrar niyetinin kötü
olmadığını sadece evi birkaç dakikalığına gezip görmek olduğunu bütün
nezaketiyle söyler. Lale Hanım sonunda dayanamayarak kapıyı açar.
Radko
içeri girer ve Lale Hanımı tam kafasında hayal ettiği gibi bulur.Evin
odalarını gezmeye başlarlar.Birkaç oda gezdikten sonra artık
dayanamayarak Lale Hanıma taciz etmeye kalkar.Lale Hanım Radko’ nun bu
hareketleri karşısında bütün gücüyle direnir.Radko zorla onu öpmeye
çalışır.Onu kucaklayarak yatağa götürür.Lale Hanımın artık bu
işkencelere dayanacak gücü kalmaz.Aklına bir fikir gelir.Artık çok
sıkıldığını biraz hava alması gerektiğini söyler.Radko sonunda Lale
Hanımın yola geldiğini düşünerek sevinir.Ona hava alması için izin
verir.Lale Hanım açık pencereye doğru gider ve hiç düşünmeden kendisini
pencereden aşağıya çalılıkların arasına bırakıverir.
Bunu gören
Radko sinirinden ne yapacağını bilmez. Hemen pencereden aşağıya
bakar.Lale Hanımın yerde cansız bir şekilde uzandığını görür.Koşa koşa
yanına gider ve Lale Hanımın öldüğünü görür.Onu alarak tekrar yatağa
götürür. Ölü olduğu halde, vücudunun daha sıcak olduğunu düşünerek ona
tacie etmeye kalkar.Tam o sırada bir komita gelir ve aşağıdan Binbaşı
Radko diye seslenir.Hemen apar topar aşağıya iner.Komita Radko’ ya
durumu öğrenmek için geldiğini söyler.Bu arada Lale Hanımın cesedi
soğumuştur.Ona hiçbir şey yapamadığı için sinirinden etrafı kırıp döker.
3.KİTABIN
ANAFİKRİ : Balkan Savaşı sırasında, halk çok kötü işkencelere maruz
kalmakta, eli kolu bağlı olması ve hiç kimseden manevi destek alamaması
nedeniyle, zorla nasıl Hristiyanlaştırılıp öldürülmesidir.
4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Binbaşı
Radko Balkaneski: Gayet zeki ve akıllı bir kişidir.Ama halka yaptığı
zulüm ve işkence onun acımasız, duygusuz ve karaktersiz biri olduğunu
bize göstermektedir.
Hacı Hasan Efendi : Maddi durumu iyi olan bir zattır.Halk tarafından sevilen iki çoçuğu ve eşiyle geçinip giden birisidir.
Lale
Hanım : Tartışılmaz köyün engüzel kızıdır.Ailesi tarafından iyi
yetiştirilmiş kültürlü bir kızdır. Yapılan bu işkencelere boyun
eğmektense ölmeyi yeğler.
5.KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Bu
eser.bizim tarihimizi anlatması itibarıyla çok güzel bir kitap.Olayda
anlatılanlar gerçek olması yanısıra, olayların tüm çıplaklığıyla sade
ve açık bir diile anlatılması söz konusudur.Çok akıcı ve sürskleyici bir
kitap. Herkesin bu kitabı okumasını tavsiye ederim.
6.YAZAR
HAKKINDA KISA BİLGİ : Ömer Seyettin; Gönende, 11 Mart1884'te doğdu.
Dağıstan'dan göçen bir Türk ailesinin çocuğu olan Ömer Şevki Bey'in
oğludur. Dört yaşında mahalle mektebine verildi. 1892'de İstanbul'da
Yusufpaşa'daki Mekteb-i Osmani'ye kaydoldu. 1893 yılında Eyüp semtindeki
Askeri Rüştiye'de subay çocukları için açılan özel sınıfa nakledildi.
Romanları: Ashab-ı Kehfimiz (1918), Harem (1918), Efruz Bey (1919).
Hikayeleri:
Ölümünden sonra ilk defa Ali Canib Yöntem derledi (1926). Ahmet Halit
Kitabevi 9 ciltte topladı (1938), Şerif Hulusi hikayeleri gözden
geçirerek notlarla 10 cilt (1950), Rafet Zaimler Yayınevi 30 hikaye
ekleyerek 11 cilt halinde yayınlandı. Bütün hikayelerini Bilgi Yayınevi
yayınladı.
İncelemeleri: Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli
Siyaset (Tarhan takma adıyla, 1912), Yarınki Turan Devleti (1914), Türk
Mefkuresi (Ayın Sin rumuzuyla, 1914). İncelemelerin hepsini Sakin Öner
bir araya getirerek yayınladı (1975).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder