Hemen hemen her gün Türkiye'nin muhtelif il ve ilçelerinden kitap okuma kampanyaları ile ilgili haberlerin linki mail adresime geliyor. Şu ilde bu kampanyayı yaptık, bu ilçede şu kampanyayı yaptık vs farklı farklı organizasyonlar.
Güzel faaliyetler, çok olumsuz yaklaşmak istemiyorum ama bu tür olaylar bana çok da etkili gelmiyor. Haberin ve olayın içeriğini incelediğimde görüyorum ki, genelde herhangi bir okul ya da kütüphanede 20 kişi toplanıp 20 dakikia kitap okuyup bunu da şu ilde kitap okuma kampanyası yaptık diye haber yapıyorlar.
Tabi gayret eden, az da olsa bu uğurda çalışan insanları tebrik ediyorum ama bu yaptığımız çalışmalar ne kadar etkili hiç düşündünüz mü?
Bir gün bir haberde rastlamıştım. 1000 kişi bir stadyumda bir araya gelip hep birlikte 20 dk. kitap okumuşlardı. İnsan rakamlardan etkileniyor ilk etapta. Ama sorgulamak lazım. Acaba o insanların kaç tanesi günlük kitap okuyor? Benim eleştirilerim aslında bu organizasyonlara değil. Belki de iyi örnek oluyordur. Ama yetmez malesef. Yetmiyor. Bir insana, daha doğrusu toplumlara kitap okuma kültürünü aşılamak için çok daha fazla, çok daha etkili çalışmalar yapmak gerekiyor.
Türkiye'de birçok projeye milyondolarlar harcanıyor. Acaba bu tür çalışmalara ne kadar destek var. Ne kadar bütçe ayrılıyor?
Erdal Demirkıran'ın bir tezi var. Soru çok zorsa cevap çok basittir. Burda da bu tezi doğrulayan bir durum var. Çok büyük bir iş, büyük bir sorunmuş gibi görünen bu probleme basit çözümler sunulabilir. Hani derler ya kimseyi değiştiremezsin, değiştirebileceğin tek kişi sensin. Biz kendimizden başlayabiliriz bu çalışmaya. Biz okuyalım bi kere. Örnek olalım. Kitap anlatalım insanlara, kitabı öğretelim. Bunun etkisi ne mi olur? Söyleyeyim: Bir gün dolmuşta işten eve gidiyorum. Elimde bir kitap var. Yanımdaki adamın dikkatini çekti ve eminim ki muhabbet olsun diye kitabı sordu. Muhabbet olsun diye diyorum çünkü adam kitap okumayan kitapla alakası olmayan bir insandı. Bunu da sonradan kendi ifadesinden öğrendim. Kitabı öyle bi anlattım ki, adam hazine bulmuş gibi gözlerini ayırmış kitaba bakıyordu. Konuşmam bitince bana sorduğu ilk soru şuydu: Bu kitabı nerden alabilirim? İşte size sonuç... Kitap okumayan bir insanda bile bu ilgi oluşturulabiliyorsa, az çok meyili olanları siz düşünün.
Kısacası bireysel olarak çok şeyler yapılabileceğini düşünüyorum. Varsayalım ki Türkiye'de kitap okuma sevdalısı yüz bin kişiyiz. Bu yüz bin kişi bir kişiye kitap okumayı aşılasa eder iki yüz bin kişi. İki yüz bin kişi de bunu yapsa eder dört yüz bin kişi. Bu virüs gibi yayılır gider. Çok büyük işler başarabiliriz. Haydi okumaya ve okutmaya...
Abdulkadir Avcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder