Her başarılı erkeğin arkasında...

Yaratılışın ilk yıllarında bu böyle değildi elbette. Âdem, Havva'ya;

- Sen git bulaşık yıka ben de bir bufalo devireyim!

dememişti. Beraber yapıyorlardı bütün işleri. Fiziksel güç farkı o dönemde de erkeği ameleliğe mahkûm etmişti tabii ki ama kadın 'Ben bilmem beyim bilir.' yaklaşımını henüz keşfetmediğinden geri çekilmemiş, zekâsını o bu-faloyu devirmenin kısa yoluna odaklamıştı. Bu şekilde ona 'Elinin hamuruyla erkek işine karışma!' demeyen erkeğine akıl vererek iş birliği yapmış ama bin yıllar sonra nedense kadın geri planda kalmayı tercih etmiş hatta bu durum onun hoşuna bile gitmişti zamanla.

Uzun lafın kıssası; kadın, geride kalma fikrini o kadar sevmiştir ki falancanın karısı olmayı falanca olmaya tercih etmiştir. Kadının kimliği de bu yüzden yoktur işte.

- Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır.

yaklaşımını başarılı olmaya yeğlemiştir mesela. O kadar ki hiçbir kadın çıkıp,

- Neden benim arkamda da o anlamda bir erkek yok? diye sormamıştır.

Bir kadın düşün ki kendisini istemeye gelen adamın mesleğiyle hava atıyor, mesleğini beğenmediği ötekine. 'Beni ne doktorlar ne mühendisler istedi!' diyor, bu nedir Allah aşkına? Avukat olmak yerine avukatla evlenmek ne büyük bir travmadır öyle?

Bütün Kadınlar Aptal "Sen Hariç" (Erdal Demirkıran)