26 Ocak 2016

Yetim Kız (Mutlaka Okuyun)

 

Hacı Bilâl, Erzurum'da yılların manifaturacısıdır. Bir gün 3 adam gelir mağazasına. Biri eğilip kulağına der ki:

- Hacım, mahallemizde 2 yetimi evlendiriyoruz. Düğün masrafını, mahalleli yapacak. Kumaşları da sizden alsak.

- Haftaya kızla birlikte gelin!

Onlar çıkınca oğlu sorar:

- Baba, haftaya gelecekler hep ipekli. Kenarda köşede kalmış ve modası geçmiş olanlardan verseydik ya.

- Ah oğlum! Şu anda tüccar olan baban da yetim büyüdü. Annen hâlâ o zamanı hatırlar ve der ki: "A efendi! Gelin olurken alamadığım o al basmalardan şimdi yok mu hiç? Hâlen gözümde tütüyor!"

O ara bir telefon gelir, konuşan oğlunun rengi solar.

- Hayırdır, bir aksilik mi var?

- Baba! Gemi fırtınaya yakalanmış. Malların bazılarını denize bırakmışlar. Yandık!..

Baba da şöyle der:

- Böyle olmaması lâzımdı!

Oğlu o malları Trabzon'dan almaya gittiğinde: "Biz bir tehlike atlatmadık." derler. Oğlu Trabzon'dan telefonla babasına müjde verir. Ama babanın verdiği cevap yine şaşırtıcıdır:

- Biliyordum. Biliyordum.

- İyi ama baba, nerden biliyordun?

- Oğlum, ben şimdiye kadar her sene zekâtımı verdim. Yüce Allah; "Zekâtı verilen malı, ben muhafaza ederim!" buyurmuyor mu?

İki gün sonra evlenecek yetim kız gelince; "Kızım hangi kumaşları beğenirsen oradan al!" diyen Hacı Bilâl, parasını almayarak, yetimi ve yakınlarını sevindirir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder