19 Mart 2016

Yüreğimizdeki Bahar (Nazan SAATÇİ)

Sanırım nişlerimde yalnız değilimdir. Hepimizin yaşadığı bir durum bu. Zaman zaman duvarlar gelir üzerimize. Durduğumuz yer küçüldükçe küçülür, sonunda sıkışır kalırız bir köşede. Kaçacak yer yoktur. Hayatımızda nedenini, niçinini kavrayamadığımız durumların baskısını yaşarız. Sanki soğuk bir kış bastırmıştır üzerimize. Ümitsizlik ve çaresizlik içinde bocalarız. Ya hastalık, ya para sıkıntısı ya da ölüm çalmıştır kapıyı. Acı ve özlem içimizi yakarak, nihayet son çare, dua eder, mucizeler bekleriz. Ne yazık ki çoklarımız için son çaredir dua etmek. Aslında normal yaşantımızda pek de sık hatırlamadığımız O yüce güç, belki de varlığmı bu şekilde hatırlatır bize.

Kitapları yutmuş, kendini eğitmiş iyi kalpli, esprili bir dostuma sordum: "Dua edip Rabb'inden bir şeyler ister misin?" Hayır, diye cevap verdi. "Kesinlikle istemem. Beni mi duyacak? İşi çoktur. Kainatın bu kadar meselesi varken benim yapacağım duanın ne faydası olur?"

Niye ki ? dedim korka korka. "Rabb'ine inanmaz mısın?" Soru ağzımdan çıkmıştı; ama ben sorduğuma çoktan pişman olmuştum. Onun gözünde sadece dua ile sorunların çözülüvereceğine inanan cahil birisi olmak istemezdim. Pişmanlığım sadece bununla sınırlı değildi. Bu çok bilgili insana, bu çok özel konuda bir şeyler empoze etmeye çalışan, saygısız birisi olmaktan da çekmiyordum.

Yok, dedi alçak gönüllülükle. "İnancım var herkes gibi, sadece abartmıyorum, diyelim." Gülümsüyordu. Tavrı beni rahatlatmıştı. Artık sormadan edemezdim. Belki ona bir faydam olacaktı kimbilir. Bu benim son zamanlarda çok yaptığım melekçilik oyunumdu. Kendimi bu kâinatta görevli hissediyor, bir şekilde insanlara iyi yönde dokunmaya çalışıyordum.

Yani inanç var; ama beklenti yok, dedim. "Öyle mi? O Yüce Güc'ün sizi duyamayacağını mı düşünüyorsunuz? Halbuki onu tarif ederken, kainatın her zerresinde olduğunu, her şeyi duyup işitebileceğini söylüyoruz. Beynimizin bir türlü tam olarak algılayamadığı bu kuvvetin bizi duymaması düşüncesi, sizi çok peşin hükümlü, yapmaz mı?"

Heyecanla cevabını beklerken, Ah beni bir anlasa, ne demek istediğimi bir kavrasa, diye iç geçiriyor, ona 2010 senesinde yaşadığım mucizevi deneyimimden bahsetmemek için kendimi zor tutuyorumdum. Kainatta, gözlerimizin gördüğünden çok daha fazlası olduğunu, kulaklarımızın duyabildiklerinden daha fazlasını duyabileceğini, dua ve zikirlerin sihirleri olduğunu söylemek istiyordum; ama bu konu, bu kadar kısa ve basit anlatılabilir miydi?'

Haklı olabilirsin, dedi. "Sanırım fiziki dünyaya o kadar alışmışız ki, ruhani tarafı ihmal ediyoruz. Ama ben inançlıyımdır. Yani iyilik yapanların çoğundan daha fazla iyilik yaparım."

Artık susmalıydım. Fazlasını söyleyecek bir durum yoktu. O bir gün geldiği zaman, anlardı. Belki ona da kış basacak; ama bu iyi insanın yüreği daha da açılacaktı. Soğuğun ona yüzünü göstermesi temenniğim olamazdı; ama yinede kaçınılmaz olduğunu hissediyordum. Çünkü o kıyıda bekliyordu. Kıyıda duran bütün güzel insanların bir gün kışlan gelecekti. Bahan yüreklerinde hissedip yalnız olmadıklannı anladıklannda, işte o an, yine baharlı mevsimlere yelken açabileceklerdi.

Sene 2010... Hâlâ pek de fazla kimselerle paylaşamadığım ruhani, özel bir deneyim yaşadım. Bu sevgi dolu iletişim altı ay sürmüş, ben resmen başka bir boyutla kontağa geçmiştim. Mucizelerin varlığını, dualann gizemini öğrendiğim bu zaman dilimi beni tamamen değiştirdi, diyebilirim.

Bu sihirli iletişimi kaybettiğimi anladığım günler ise en acı günlerim, en büyük yasım oldu. Üzüntü yüreğime öylesi çökmüştü ki devamlı ağlıyor, gözyaşlarımı durduramıyordum. Bir dua vardı sadece bir cümlecik. Onu tekrarlayıp yüreğimden bu acının kalkmasını istedim. Tam üç gün bu duayı tekrarladıktan sonra yüreğime bahar doldu.

Güzel dostlanm. Yüreğinizi bahara açm. Nasıl ki havalar ısındıkça içimize bir mutluluk doğar, doğanın uyanan, tomurcuklanıp çiçeklenen hali bizi mutluluk ve ümitle doldurur, dualar da inançla yapıldığında, kışlanmızı bahara çevirirler.

Tek bir yakınınız bile kalmasa hayatınızda, dibine de vursanız hayatın, daha kötüsü olamaz dediğiniz anda bile sadece seslenin. Unutmayın, siz her durumda yalnız değilsiniz. Ümit ederim, yüreğiniz o baharla dolsun. Rabb'inize emanet olun, ona inancınızı, O Yüce Güç'le olan kontağınızı hiç kaybetmeyin.

Nazan SAATÇİ


Mevsimler Dergisinden Alınmıştır.
www.mevsimler.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder