“Bütün dünya bize düşman, komşularımız başta olmak üzere bütün devletler aleyhimize çalışıyor, herkes ülkemizi parçalamak için uğraşıyor, bizi; her alanda köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar, futbol maçlarında bile ‘Haçlı Ruhu’ hortluyor, … v.s. ”
Diye düşünen devlet ve toplumların,
“Kimse beni sevmiyor, herkes bana düşman, zaten beni hep takip ediyorlar, beni öldürecekler, beni zehirleyecekler, eşim ve çocuklarım dahi benden gıcık kapıyor, amirlerim benim açığımı arıyor, fırıncı, öleyim diye kasten bayat ekmek verdi, dolmuş şoförü hep bana ters ters bakıyor, tıraş olduğum berber boğazımı kesebilir… v.s.”
Diyen adamdan pek bir farkı yoktur.
Devlet ve toplum olarak içinde bulunduğumuz bu ruh hali, bizde; enerji, motivasyon falan bırakmaz. Bu ruh hali sürdürülebilir bir hal değildir. Başta devlet adamlarımız olmak üzere, toplum olarak, bu ruh halinden, bu psikolojiden bir an evvel çıkmamız, kurtulmamız gerekiyor.
Bunda en büyük görev de; devlet adamlarımıza, iktidar-muhalefet siyasetçilerimize, medya organlarına, kanaat önderlerine, sivil topluma, üniversitelerimize, spor ve sanat camiasına, v.s. düşüyor.
Evet, emperyalizm bulunduğumuz bölgenin haritasını, -ülkemizin aleyhine olacak şekilde- yeniden çizmeye uğraşıyor. Ama biz de can havliyle buna mani olmaya çalışıyoruz. Devletimiz, gereği için elinden geleni yapıyor, yapmaya çalışıyor.
Türkiye, başta bilişim olmak üzere her alanda; çok üretmeli, çok üretmeli, çok üretmelidir…
En büyük ihtirasımız, günlük işimizi iyi yapmak olmalıdır.
Halil Ömer Coşkun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder