İngiltere'deki Ulusal Sağlık Enstitüsü'nün yaptırdığı bir araştrrma, bağışıklık sistemini etkileyen bir tedavinin ytlksek oranda tip 1 diyabet riski taşıyan kişilerde hastalığın gelişimini yavaşlattığını gösteriyor. İki yıl veya daha fazla bir süre tip 1 diyabetin geciktirilebileceğini gösteren bu ilk çalışma, San Francisco Amerikan Diyabet Derneği seminerinde sunuldu, online olarak The New Journal of Medicine'de yayınlandı.
Bir anti CD-3 monoklonal antikoruyla (teplizumab) tedaviyi içeren bu çalışma, Tip 1 diyabet TrialNet tarafindan gerçekleşdrildi. Araştırmacılar, tip 1 diyabetli yakınları oIan, en azı iki tip diyabet bağlantılı antikora ve anormal glukoz toleransına sahip, yaşları 8-49 arasındaki kişileri incelediler. 76 katılımcı, rasgele olarak 14 günlük teplizumab ya da plasebo (tesirsiz ilaç) kürüne tabi tutuldu. Tüm katılımcılara çalışma tamamlana veya tip 1 diyabet gelişinceye kadar düzenli olarak glukoz tolerans testleri uygulandı. Deneme süresince kontrol grubundakilerin % 72'sinde, teplizumab grubundakilerin de % 43'ünde klinik olarak diyabet gelişti. Kontrol grubundaki kişilerin diyabet geliştirme süresi ortalama 24 ayı aşıyorken, tedavi grubundakilerin tanı almadan önce 48 ayları vardı. Proje araştırmacısı Dr. Lisa Spain, "Sonuçlar çarpıcı. Önleyici tedavi ile klinik tip 1 diyabetin geciktirilebileceği ilk kez saptandı, aileden risk taşıyanlar, özellikle de gençler için erken tedavi yolu açıldı" dedi.
Tip1 diyabet, bağışıklık sisteminin T hücrelerinin, yanlışlıkla vücudun kendi insülinini üreten beta hücrelerini yok etmesiyle ortaya çıl«yor. İnstilin, glukozun enerjiye çevrilmesi için gerekli. Teplizumab, T hücrelerinin beta hücrelerini yok etmesini azaltıyor.
Çocuk ve ergenlerde tip 1 diyabetin yetişkinlerden daha hızlı ilerlediği biliniyor. Çalışmanın liderlerinden Yale Üniversitesi İmmünoloji ve Tıp Profesörü Dr. Kevan Herold, denemelerin henüz hiç diyabet belirtisi göstermemiş, sadece risk altında olan kişilerde de yapılması gerektiğini söylüyor. İlacın etkisi; yaş, bağışıklık sisteminin karakteri gibi farklara da bağı olduğundan araştırmalarrn genişletilmesine devam edilecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder