Doktora giden insanlar inceleyin, yüzde doksan dokuzu şikayetçi olduğu bir rahatsızlık, ağrı, sızı ile başvurur. Demek istediğim, sağlıklı iken, bir kontrole gidip değerlerime baktırayım diyeni göremezsiniz. Şikayetler genelde vücudumuzda bir yerler arıza verdikten sonra başlar. Ama artık ilgili organ tahrip olmuş, vücudumuzun ilgili bölgesi hastalığa yakalanmıştır. Sonra tedavi için uğraşır dururuz. Bu süre içinde de o ızdırabı çekmeye devam ederiz. İşin kötüsü de çok geç kalınmış teşhislerde artık durumun kurtarılamayacak hale gelmesidir.
Kanserin ikinci üçüncü evresinde fark ettiğiniz hastalıklar artık sizi yavaş yavaş ölüme götürecektir. Peki ne yapmak gerek. Olay aslında basit. Hasta olmayı beklemeyin. Her zaman için doğal beslenmeye dikkat edin. Doğal gıdalar yiyip için. Hayatta en çok masraf ettiğiniz şey bu olsun. Sporu ihmal etmeyin. Günde en az yarım saat fazladan yürüyün. Bol bol su için. Hayatınızdan suyu eksik etmeyin. Çay şekeri kullanmayın. Çay şekerini hayatınızdan çıkarın. Ekmeği hayatınızdan çıkarın. Hamur ürünü şeyler yemeyin. Bol proteinli gıdalar tüketin. Yumurta, beyaz et, süt ve süt ürünleri, özellikle meyve-sebze ağırlıklı beslenin. Ufak tefek de olsa bu tür şeylere dikkat edin. Bakın hayatınız nasıl değişecek. Her sabah hayata çok dinç uyanacaksınız. Eninde sonunda öleceğiz ama o güne kadar sağlıklı yaşamaya bakalım. Bir şeyler yapmak için hasta olmayı beklemeyin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder