30 Aralık 2011

Kitap Okumanın Önemi

Yıllar önce 19 yaşındaki bir genç kızın söylediği şu sözler hiç aklımdan çıkmadı: "Ben hiç kitap okumam hocam. Gazetelere de arada bir sadece göz atıyorum. Benim esas işim müzik dinlemektir. Geceleri bile kulaklıklarımla yatarım."

Bir hayli yadırgamıştım. Şaşkın
bakışların arasında gruptaki bir erkek arkadaşı ona destek verdi: "Neden şaşırdınız hocam, bu bir tercihtir. Ben de aşağı yukarı öyleyim. Doğru da olsa, yanlış da olsa herkesin tercihi kendine."

Kötü bir tercihti ama farkettim ki, müziğin yanı sıra başka tercihler bulunabileceğini, bunlardan birinin de okumak olduğunu anlatmanın bir yararı yoktu. Onları kendi tercihleriyle baş başa bıraktım.

Bu iki genç aslında ülkemizdeki durumun kötü iki simgesiydi. Çünkü bir gerçeği gösteriyorlardı. Zaman zaman yayınlanan kitaplarla ilgili rakamlar, okuma özürlü bir toplum olduğumuzu yüzümüze vuruyordu. Bu gün de değişen fazla birşey yok. Oysa insanlar tarihin ilk çağlarından bu yana, birşeyler öğrenmek için çırpınmış, kendilerine çeşitli yollar bulmuşlar. Matbaanın icadı onlara çok daha etkili ve kolay ulaşılabilecek bir kaynak sunmuş: Kitap. Günümüzde de geçerliliğini sürdüren bir kaynak. Hem de son yıllarda arkası arkasına yaşamımıza giren çok daha çarpıcı öğrenim yollarına karşı...

Okumamanın elbette çeşitli nedenleri vardır. Ama herkesin gösterdiği yalnızca bir neden: 'kitaplar çok pahalı'. Doğru. Doğru da, Örneğin bir plak, bir kaset, bir CD ya da bir giysi ucuz mu? Herşeyin olduğu gibi kitabın da ucuz satıldığı yerler var. Konunun uzmanları kitap için: "öğrenmeye, bilgiye, birikimine açılan çok büyük bir pencere" diyorlar. Daralıp bunaldığınızda, derin derin soluk alabileceğiniz bir pencere... Yaşamınızı kolaylaştıracak, ilişkilerinizi yaygınlaştıracak ve sizi daha mutlu kılacak bir pencere...

Evet, okullarda bir çok kitap okuyoruz ama insanların çoğu bunlarla sınırlı kalıyor. İnsanın ufkunu genişletmek için başka kitaplara da hereksinimi var.

Aslında okumak bir alışkanlıktır. Bu alışkanlğıı çocuklara daha küçük yaşlarda vermek gerek. Günümüzün dergileri, kitapları çocuklara, ille beni oku, ille de gel oku diyor sanki. Öylesine renkli, öylesine güzel... Bu güzelliğin üzerine annelerin, babaların, öğretmenlerin çabasını da katarak çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak daha kolay olur.

Yeni bir kitap aldığınızda ya da eski bir kitabı rafından indirdiğinizde onları şöyle doyasıya bir kokladınız mı? Birincisindeki taze kağıt kokusunu, ikincisindeki sayfalara sinmiş eski zaman kokusunu hiç içinize çektiniz mi?

Sevgiil okuyucular; Yaşam: başlangıç ve son arasındaki zaman dilimi...Önemli olan o dilimin kısalığı uzunluğu mu, yoksa nasıl yaşandığı mı? Kısa bile olsa, güzelliklerle süsleyip zenginleştirmek, bilgiyle donatıp anlamlı kılmak ve çoğaltmak mümkündür onu.

Bu yollar çok çeşitlidir. Ama en iyisi: öğrenmek, öğrenmek, öğrenmek... Bunun aracı da okumaktır!

Jülide GÜLİZAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder