05 Şubat 2016

Arif EREN'in 'Mayın Gibi Kuşattı Kar' Şiiri


Arif Eren, edebiyata gönül vermiş; şiir üzerine kafa yoran bir insan. Metropol kabul edilen Istanbul-Ankara gibi büyük şehirlerde yaşamamasına rağmen; Anadolu'nun şirin köşelerinden biri olan Kahramanmaraş' tan yurdun dört bir yanına ismini duyuran güçlü bir şair.
Şiirinin Özellikleri:

Arif Eren, mesleği gereği Türk Şiir serüvenini çok iyi bilen bir şair. Aruz'u, heceyi, modern şiiri iyi incelemiş. Şiirini, genellikle mısra gücü üzerine kuruyor. Çok şiir yazıyor fakat çok az yayımlıyor. Şiirini ayıklamasını ve en güzel şekle sokmasını biliyor.

Milliyetçi ve ruhçu bir sanat anlayışına sahip. Çığırtkanlığa kaçmadan bazı sosyal konuları, şehrin bunaltıcı yaşantısını kendine has sade bir dil ve sembollerle, bilgiçliğe kaçmadan gözler önüne seriyor.Bunu yaparken, sanatından taviz vermiyor ve manzume çizgisinin üstünde kalmasını da biliyor...



Hece ve serbest vezinde kafiyelere; iç ahenge dayanan güzel, kalıcı şiirler yazıyor. Dil anlayışıyla orta yolu tercih ediyor. Bazı uydurma kelimelere itibar etmiyor.Şiirini, ilk okuyuşta anlamak mümkün değil. Düşüncelerini, bazı kendine has semboller arkasına saklamasını biliyor...

"Selimiye, Mayın Gibi Kuşattı Kar, Düşünce Yolcusu, Göz Bahçesinde Seyran, Dumansız Ateş, Dört Mevsimden Hatıralar, Dua, Bu Yerler Gönlüme Dar Geldi," gibi son yıllarda okuduğum şiirleri, kalıcı ve gerçekten övgüye değer güzel şiirler (1996).

Kahramanmaraşlı olup da Türkiye genelinde ün yapmış Bahaedddin Karakoç, Abdurrahim Karakoç, Erdem Beyazıt, Cahit Zarifoğlu gibi Arif Erende tanınmış ve ünlü bir şair.TV'de adına programlarlar düzenlenmiş ve bazı şiirleri klip yapılıp TV 'de gösterilmiştir.

Şiirin Tenkit Ve Tahlili:

Arif Eren'in, şiirini daha sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmek için, gruplara ayırmak suretiyle üç ayrı bölümde inceleyebiliriz. Bu ilk bölümde ruhçu ve milliyetçi bir anlayışla meselelerimize ışık tutan şiirlerine tipik bir örnek olan "Mayın Gibi Kuşattı Kar" şiirinin üzerinde durmak istiyoruz. Önce, şiirin tamamını birlikte okuyalım.

Mayın Gibi Kuşattı Kar

Kardan bir kefen giyindi köy
Toprak damlar gözyaşları gibi akar
Tek katlı evlerin kapılarına
Beyaz bir duvar ördü kar

Renkler, unutuldu beyazdan başka
Tek renge büründü tabiat
Yeşil, mavi, nasıl şeylerdi onlar
Hafızam, bana renkleri hatırlat

Hangi düşünceler geçer akıllardan
Böyle zamanda neler konuşulur
Bir yolcu, bir hasta düşününce
Yüreğim, çıra gibi tutuşur

Al lâlem kurur ocakta
Kirlenir toprağa serilen halım
Düşer önüme sokak sokak
Beni ev ev gezdirir aklım

Görünce donup kalmışlar sandım
Bir aile ki, heykelden farksız
Yatağında ölüm terleri döküyor baba
Çaresiz kalmışlar anneyle kız

Bir trajedi yaşanıyor başka bir yerde
Hüzün sarmış yürekleri, sevinç beklerken
Bu sahneyi görseydi parçalamazdı kurt
Terhis olmuş askeri köye gelirken

Mezar taşına künyesi kazınacak bir yaşlı
Nefes alır gibi, lahavle derken kendi kendine
Jandarma karakolundan gelen çağrı kağıdı
Bir eşya gibi ağır geliyor ellerine

Köyü bir mayın gibi kuşattı kar
Günlerdir ne gelen var, ne giden
Yokluk, hastalık ve ölüm korkusu değil
Unutulmak duygusu köylüyü kayreden

Şiirin Yapısı, Vezin ve Kafiye Düzeni:

Arif Erenin bu şiiri dörder mısradan oluşan, 8 dörtlükten meydana geliyor. Şiir, ölçüsüz olmakla beraber; dörtlüklerin ikinci ve dördüncü mısraları bağımsız olarak birbirleriyle kafiyeli: Akar —kar, tabiat- hatırlat, konuşulur- tutuşur, halım-aklım, farksız -kız, beklerken- gelirken, kendine — ellerine, giden- kahreden" gibi; sağlam bir kafiye örgüsüyle şiirini zenginleştirdiğini görüyoruz.

Bazen da "Köyü bir mayın gibi kuşattı kar / Günlerdir ne gelen var, ne giden" mısralarında olduğu gibi klasik kafiye düzeninin dışına çıkarak; mısra sonlarında kafiye oluşturma yerine; zengin kafiyeleri mısra ortasına gizliyor "kar-var" kelimelerinde olduğu gibi...

Şiirin yapısını derinlemesine incelediğimizde benzer sesli kelimelerle şiirde iç ahenk sağlandığını görüyoruz.Aliterasyonlardan yararlanmak, şairin belirgin bir özelliği....

Şiirin Gizli Mesajı:

Arif Eren, duygu düşüncelerini sembollerin arkasına gizleyerek bazı imaj ve tezatlarla anlatan bir şair. Kapalı ve zor anlaşılır şiirler yazıyor. İstiyor ki, okuyucu cebir denklemi çözer gibi, şiirini çözsün ve ondan sonra tat alsın....

İncelemek istediğimiz şiirin mesajı "Mayın Gibi Kuşattı Kar" adında gizli. Ak ve temiz kar'ın patlamaya hazır bir mayına benzetilmesi, bir çeşit şifre niteliğinde. Biz de bu şifreyi kullanarak, şiiri çözmeye çalışacağız.

Karakış bastırıp da kar yağmaya başlayınca Anadolu'nun binlerce köy yolu kapanır. Kasaba ve şehirle olan bağlantıları kesilir... Anadolu'nun engebeli yüzüne serpiştirilen binlerce dağınık köy, kendi kaderine terkedilir. Temizliğin, sessizliğin bir sembolü olan ap-ak kar, bir anda bir ölüm sembolü kesilir.. Ne zaman, nasıl patlayacağı belli olmayan tehlikeli bir mayın gibi....

Nitekim, iki yıl boyunca vatan bekçiliği yapan Mehmetçik, terhis olup, köyüne dönerken, bir kurdun kurbanı olur. Cephede ölmesi halinde, şehitlik mertebesine erişecek olan genç, ihmalkarlığın unutulmuşluğun kurbanı olur. Öbür taraftan devlet yetkilileri, yaşlı adama " çağrı kağıdı" çıkarırken, coğrafya faktörünü gözden ırak tutarlar. Yatalak ihtiyar çağrı kağıdını alınca, bir manevi ağırlığın yükü altında ezilir. " Devlet iradesi"ni hiçe saymaktan dolayı suçlanacağından korkar.

Köyün yolu olsaydı; motorlu araçlar köye gidip gelseydi; acaba bu acıklı olaylar gene meydana gelebilecek miydi? Şair, çözüm yollarını göstermez. Sadece dürüst bir tesbitle köylünün problemlerini gözler önüne sermeye çalışır. Ölçülü ve inançlı olarak. Yıkıcı davranmayarak.

İskan politikamızın yanlışlığı, hiç kimse tarafından inkâr edilemez.Anadolu köylüsü; kırk bin köyü, dört bin köye indirecek bir kurtarıcı beklemektedir. Devlet'in asayişi sağlamak için; bir çeşit mecburi iskan politikası uygulaması; vatandaşlarımızın Doğu'dan Batıya göç etmesini tasvip eder görünmesi, çözüm yolu olmayacağı hepimiz tarafından bilinmektedir.

Şairin, mecazi anlamda kullandığı mayın, gerçek anlamda ve künyeli olarak Batı'da şehirlerimizin sokaklarına taşınmıştır. Galiba, PKK belasından kurtulmanızın formülüde bu yanlış iskan politikamızı düzeltmemizde gizlidir. Yolu, öldürücü karla kapanan köylümüzün. Ölüme mahkumiyeti; sürgüt kader olmamalıdır.

Şiirdeki Sembol Benzetmeler:

Kar'ın patlamaya hazır bir mayına, ocakta.yanan kütüklerin "Al Lâle" ye, toprağı kaplayan kar'ın büyük bir halıya benzetilmesi gerçekten güzel ve çarpıcı buluşlar.

Ayrıca şair, insanla bazı canlı ve cansız varlıklar arasında ilgi kurup; davranış benzerliği olduğunu sergiliyor ki, gerçekten çok güzel bir buluş. Ayrıca şu benzetmeler şairane ve çok güzel:

1.Karla kefen arasında ilgi kurmak,
2.Toprak damlardan akan suların, gözyaşına benzetilmesi,
3.Karın, bir beyaz duvarı andırması,
4.Aile fertlerinin bir heykel katılığıyla donup kalmaları,
5.Yırtıcı kurda acıma duygusu izafe edilmesi.

Şair, bu şiirinde zaman ve mekan tasvirlerinde, şiirinin kurgusunda, dilini kullanmada, orijinal sembol ve benzetme bulup kullanmada, gerçekten çok çok başarılı bir şair.

Sonuç ve Değerlendirme:

Şair Arif Eren,"Mayın Gibi Kuşattı Kar" şiirinde karşımıza güçlü, sosyal konuları irdeleyen yürekli bir şair olarak çıkıyor. Şöyle ki:

I. Dili sade ve pürüzsüz. Türkçe'nin ve Klasik şiirimiz'in bütün imkanlarını kullanarak, yeni bir anlayış ve ruhla şiirini aydınlık ufuklara taşıyabiliyor.

II. Sosyal içerikli konulara milliyetçi ve ruhçu bir bakış açısıyla yaklaşırken, şiir anlayışından fedakârlık yapmıyor. Sevecen, kaynaştırıcı, Devlet iradesine saygılı bir aydın imajı çiziyor. İnsanımızın bütün maddi ve manevi değerlerine bağlı kalmaya çalışıyor.

III. Milletimizin duygu ve düşüncelerine ışık tutarken; "çığırtkanUk" yapmıyor. Problemleri üst kapalı olarak ortaya koyuyor; fakat çözüm yollarını bürokratjjjgggj^ılarımıza bırakıyor.

(1) Arif Eren Hayatı-Sanatı - Şiirler Ankara 2010 sh 84

Şevket BULUT

Mevsimler Dergisi Ocak-Şubat 2016 sayısından alınmıştır.
Derginin tamamını okumak için www.mevsimler.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder