10 Mayıs 2016

Kum Saati

Eski bir şarkının notasız melodisi ile
Yorgun bir sevdanın kavuşması
Uzanıyor bir çocuğun gözlerinden.
İki dudak arasında hüzünler yasa bürünüyor
Ne şarkı barınıyor
El yazması masallarda
Ne de özenle büyütülmüş yaşamlar
Önsözü olmayan şiirlerle avunuyor
Duvağı olmayan heceler.

Ne güzeldir her sabah uyandığında
Göğsündeki şakiye uzanıp
Anayurduna merhaba der gibi sarılmak,
Güneşin peşinden koşan martılarla
Gözlerindeki denize saklanmak,
Beklemenin her durağında
Umutlar doğurmak ne güzeldir
Ve bilirim ki
Aşk tenhada güzeldir..

Tek coğrafyası vardır aşkın
Tek kavuşması
Tek ayrılığı.
Gökkuşağının tek sancısı vardır
Yağmurların yüzündeki tedirgin gülüşler.
Can evimde tek sevda vardır
Uzanabildiğim kadar yakın
Tutabildiğim kadar dost
Bir giz kadar dayanıklı.
Aşktan konuşmak için
Ne zaman açıp baksam göğsümü
Penceremden içeri girer gün
Başlar içimdeki yangını saymaya..

Ne güzeldir sabah uyandığında
Bir kaynaktan fışkırırcasına
Bir yürekten diğer yüreğe akmak
Gecenin hüznü batarken
Güneşin kızıl gözlerine
Esmer düşlerin beşik kertme yeminleriyle bakmak
Ve doğacak ufuklara ad koyabilmek
Ne güzeldir.
Şimdi içimden
Bir dağın eteğinde unutulmak geçiyor
Şimdi içimden
Yazları alıp götürmek geçiyor

Şimdi içimden
Uzun yollardan koşup anneme gitmek geçiyor
Yeni doğan bütün günlere inat.

Zeynep Nilgün GÖKÇEÖZ

Mevsimler Dergisi 3. Sayısından
Dergiyi Ücretsiz Okumak İçin:
www.mevsimler.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder