48. Kütüphane Haftası, dün saat 12.30'da Türkiye'nin 81 ilinde aynı anda düzenlenen 'Kitap Okuyoruz' etkinlikleriyle başladı. Radikal, Galatasaray Meydanı'ndaki 'okuma'daydı.
İstanbul’da güneşli ve güzel bir bahar günüydü. İnsanlar yeni haftaya pazartesi sendromuyla başlarken, kitapseverler ise 48. Kütüphane Haftası etkinliklerini başlatmanın heyecanını yaşıyordu. Galatasaray Lisesi’nin önünde toplanan kalabalık, saat 12.30’da olduğu yerde oturup ellerindeki kitapları okumaya başladı.
Türkiye’nin diğer tüm illerinde de şehir merkezlerindeki meydanlarda eşzamanlı olarak aynı etkinlik vardı. Türk Kütüphaneciler Derneği’nin organizasyonuyla bir araya gelen ve “Kitabını alan gelsin, şehir meydanına okumaya gidiyoruz!” diyen kitapseverlerin amacı, toplumun kitap ve kütüphanelere ilgisini çekmek, toplumda okuma alışkanlığı konusunda farkındalık yaratmaktı. Kütüphaneciler, bilgi ve belge yönetimi öğrencileri akademisyenler, yazarlar, çizerler, yayıncılar ve okurlar, hep birlikte kitap okuyordu.
Yaklaşık 150 kişilik bir grup vardı karşımda. Ama İstiklal’de hayat hızla akıp giderken kısa bir mola verip kitap okuyanlar, etkinlik alanından geçen insanların ilgisini çekmeyi başarmışlardı. Çoğunun elinde Ahmet Ümit, Ayşe Kulin, Zülfü Livaneli, Mario Levi gibi ünlü yazarların popüler kitapları vardı. Karşı yönden gelen iki tramvayın yolunu kesmişlerdi ama olsun... Bir vatman, diğerini “Biraz bekle, kitap okuyorlar” diye uyardı. Yoldan geçen insanlar, biraz durup aralarında konuşmaya başladı: “Aferin, çok güzel örnek oluyorlar.” Oradan geçen bir amca ise biraz şaşkın, “Ne oluyor burda?” diye sorunca, etkinliği hazırlayanlardan biri, “Kitap okuyoruz. Siz de katılın bize” dedi. Amca hüzünlendi bir an; “Oğlum benim okuma yazmam yok; günün birinde olur inşallah” diye gitti sessizce.
Yarım saatlik kitap okuma etkinliğinin ardından gençler var gücüyle bağırıyordu: “Kitaplar sizi geliştirir; kitaplar sizi değiştirir”; “Bilgi güçtür”; “Kütüphanelere gelin” diye… Kalabalık dağılırken, kitap okuma etkinliklerinin üç ayda bir yapılacağını ve toplumun kitap okumaya ve kütüphanelere gitmeye daha da teşvik edileceğini duyurdular. Çünkü ‘okuyan bir toplum kütüphaneler için, kütüphaneler de gelişmiş bir toplum için varlık sebebi’ydi.
‘Biliyor musunuz, kütüphanelerde kitap bedava!’
Yrd. Doç. IŞIL SERT (İstanbul Üniv. Bilgi ve Belge Yönetimi): “Ben gördüğünüz üzere, ‘Kitabı Sevdirme Yolları’ adlı kitabı okuyorum. Derneğimiz, ilk kez böylesine geniş çaplı bir organizasyon yapıyor. Şu anda Türkiye’nin 81 ilindeki büyük meydanlarda eşzamanlı biçimde hepimiz yarım saatliğine kitap okuyoruz. Bu etkinlik, sadece şehir meydanlarında değil, sınıflarda da uygulanıyor aynı zamanda. Amacımız, halkı kitap okumaya ve kütüphanelere gitmeye teşvik etmek. Türkiye’de çok fazla yayınevi ve basılan çok kitap var. Fakat herkes kitapların pahalı olmasından şikâyetçi. Oysa bu geçerli bir sebep değil. Çünkü insanlar, kütüphanelerde bu kitapların tümüne ücretsiz bir şekilde ulaşabileceklerini bilmiyorlar. Biz de bu meseleye dikkat çekip farkındalık yaratmak amacıyla buradayız.”
ÖZGE ŞİMŞEK (Holistik terapist): “Kitap, insanın zihnini açan, hayal dünyasını geliştiren bir yolculuk aslında. Her kitap bambaşka bir dünya, bambaşka bir evren. Keşfedilmemiş nice yazarlarımız var. Anne babalar, sürekli olarak çocuklarına “Kitap okumalısın” diyor, fakat kendileri kitap okumuyor. Önce anne baba okumalı ki çocuk, onları görsün ve örnek alsın.”
SERKAN TÜRK (Öykü ve şiir yazarı; Ada dergisi editörü): “Türkiye’de kitap okumak öyle bir hale geldi ki bazı resmi daireler, kitap okuma cezası veriyor insanlara. Oysa kitap okumak bir ceza değil, bir ödül. ‘Kitap en iyi arkadaştır’ diye öğretildi küçüklüğümüzden beri, fakat televizyon ve internet çıkınca kitabın pabucu dama atıldı. Artık çocuklar internetin başından kalkıp da kitap okumaya üşeniyor. İnsanlar, kitaplara ilgi duymamaya başladı. Şiir kitapları çok az satıyor mesela. Türkiye’de farklı konularda şiir yazan o kadar çok şair var ki, neden bu kitaplar satılmıyor, anlamıyorum.”
Kaynak: Radikal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder