Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri, öğrencilerin okul servisinde geçirdiği vakti mercek altına aldı. Servislerin içine kitap ve dergi koyan öğrenciler, okul servisinde geçirilen vaktin entelektüel ve güncel bilgi kazanmak için değerlendirilmesi konusunda örnek bir projeyi hayata geçirdi.
Bu yıl TÜBİTAK’ın düzenlediği BİDEB başlıklı Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması’na Sakarya Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi’nden de birçok proje katıldı. Yarışmada yarı finale kalan projelerden biri ‘Öğrencilerin Okul Servisinde Geçirdikleri Zamanın Sosyolojik Analizi ‘ isimli çalışma oldu. Miraç İşbilir ve Esra Nur Turan’ın Ercan Yılmaz danışmanlığında hazırladığı proje: Okul servisi seyahati süresince neler yapılıyor, geçen vakit değerlendiriliyor mu sorularına odaklanıyor.
Örnek olarak, okul servisi işletmeciliğini Özel Zaim Işık Anadolu Lisesi öğrencilerinin servis seyahati süresince neler yaptığını inceleyen araştırmacı öğrenciler; seyahat sürecinin değerlendirilmesi konusunda incelemeler yapıyorlar.
Projenin tek yönlü olmadığını ifade eden proje yürütücüsü öğrencilerden Miraç İşbilir, “Projemiz tabiri caizse bir taşla üç beş kuş vuruyor. Popüler kültürün tanıtılması, ne hal aldığı ve getirilerini tartışırken bir yandan da servisteki zamanı değerlendirmeye yönelik analiz ve çalışmalar yapıyoruz. Bizim tezimiz: ‘Popüler kültürü halk kültürü ve yüksek kültürden ayrı bir alana yerleştirme eğilimi sorunlu bir eğilimdir. Halk kültüründen, bilimden ve sanattan uzaklaşarak kendisinden başka bir hal alan popüler kültürü özüne getirmek, popüler olanı ‘cep telefonları, bilgisayarlar yahut sosyal paylaşım sitelerinde verimsiz geçirilen zaman’ değil de ‘kitap, müzik, dergi ile geçirilen yahut cep telefonu, bilgisayar gibi araçlarla verimli geçirilen zamana’ çevirmek gereklidir’ şeklinde özetlenebilir. Bu tezi ortaya atmaktan maksadımız ise popüler kültürün getirilerini hayatımızdan çıkarmak değil, onların yanına; kitabı, dergiyi, nitelikli müziği, yarışmaları, düşünmeyi, okumayı ve yazmayı katmak” diye konuşuyor.
Okulda derslerden ve alışılagelmiş çalışma sisteminden ötürü sosyal etkinlere ve entelektüel kazanıma ortam bulunamadığını belirten proje yürütücüsü öğrencilerden Esra Nur Turan ise, “Konuştuğumuz öğrenciler okul servisi daha samimi ve rahat bir hava içerdiğinden uygulamada sıkıntı yaşanmayacağını; aynı zamanda günde iki saat kırk dakika servisle seyahat eden öğrencilerin haftalık matematik dersi saatine denk gelen süreci çöpe atmamaları gerektiği nedeniyle servisi seçtiklerini ifade ettiler. Burada amacımız, entelektüel birikime sahip olma; düşünme, okuma ve yazma hipotezi üzerinden popüler kültürün içerisine ‘kitabı, nitelikli müziği, dergi ve gazete kültürünü, bilimi, güncel olayların takibini’ okul servisi aracılığıyla yerleştirmektir” şeklinde ifadeler kullandı.
Amaca yönelik bir faaliyet hazırladıklarını ifade eden Turan ayrıca şunları kaydetti: “Okul servisinde seyahat eden öğrenciler yalnızca okumayı değil, sanata, kültüre ve bilime dair her şeyi hayata katmak istediklerini belirttiler. Bizde çeşitli afiş ve sloganlarla servisteki öğrencileri meraklandırmayı ve bilim adamlarını, yazarları, şairleri tanıtan biyografik belgeseller seyrettirerek kafalarında idol oluşturmayı hedefledik. Hatta bir servisin dış cephesine okumaya dair sloganlar yapıştırarak halkın dikkatini bu projeye çekmek istedik.”
TUBİTAK’ın yarışmasında yarı finale kalan proje şimdi uygulanabilirliğini kanıtlamak için İstanbul Doğuş Üniversitesinde sergileniyor.
Kaynak: Haberfx
taşıtta kitap okumak biraz sakıncalı gözler açısından hele astigmat varsa ben kendimden biliyorum göze nasıl etki yaptığını
YanıtlaSilBen de seyir halindeyken kitap okursam başım ağrıyor, hele direksiyondaysan durum daha vahim :)
YanıtlaSil