Romanımızı bitirdiğimizde eşe dosta gösterirsek iki tür cevap alırız. Ayy çok güzel olmuş derler. Sen muhteşem yazıyorsun derler. Ya da, burdaki şu cümleyi düzeltsen daha iyi olmaz mı diyenler olabilir. Bu konuyu hiç beğenmedim, hiç olmamış diyenler olabilir. Yani aslında gerçekçi bir cevap almazsınız. Sizi yazar olarak geliştirecek, yazınızı geliştirecek bir cevabı ancak sizin gibi yazan insanlardan alabilirsiniz. Dolayısıyla en mantıklısı, sizin gibi roman yazmaktan zevk alan üç beş arkadaş bulup, onlarla paylaşıp onlardan geri bildirim almanızdır, gidip de eşe dosta sormamanızdır.
Bizim gibi roman yazan insanlarla bir araya geldiğimizde öncelikle ortak bir eleştiri formatı oluşturmamız gerekir. Bu eleştirilerde neyi duymak istiyoruz, neyi dinlemek istiyoruz, bizi neler geliştirebilir, hangi sorular bizi yazar olarak geliştirecek, bizi yazar olarak kitabımızın kalitesini artıracak? Bu sorulara sadece, herkesin cevap vermesini isteyecez. Çünkü yine kendimiz gibi roman yazan insanlarla bir araya geldiğimizde kıskançlıklar söz konusu da olabilir. İnsanlar sizin romanınızı gereksiz olarak eleştirebilir. Roman yazmak çok hassas birşeydir. Yazmak hassas birşeydir. İnsanlar içlerini dökerler. Çok kırılıp küsebilirler. İki sene, üç sene hiç yazmamaya karar verebilirler ki buna hiç gerek yok.
Yeşim Cimcoz / Yazar Koçu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder